-Seni terk ediyorum, dedi.
-Et, dedim usulca.
-Bir tek sen kalmıştın, sen de git ne kalır geriye, bir
nefeslik canım var işte. Bir sıkımlık akacak kanım, bir içimlik can veresim
var, bir darağaçlık nefesim var, bir kesimlik etim… İçi bol acılı bir terk
olsun bu, acıma sakın bana, geri dönüp bakma asla, adam gibi git ki hayranlığım
senden sonrada devam etsin, bendeki karizman çizilmesin, laf getirmeyeyim sana
asla. Aşkım olarak git ki öyle anayım seni her zaman.
Alışkınım gitmene, kalsan şaşırırdım inan. Hem sevdin mi ki
sen beni? İnanmam asla, kırılmasın diye gururum, incinmesin diye yüreğim. Bu
sebepten konuştun. Bu sebepten oldun yanımda. Hem gençsin daha hem güzelsin fazlasıyla.
Hakkını ver bunların, daha iyisi, daha kıymetlisi çarşıda pazarda çıkacaktır elbet karşına. Dünya
zibil gibi insan kaynıyor, zibil gibi erkek… Çin malı da olsa olur gerçi, çakma
olsa da olur hani, ikinci el âşıklar da olur.
-Seni terk ediyorum, dedi
-Et, dedim.
Sessizce, içten içe,
ağlarcasına, gitme dercesine, etme sakın dercesine. Öyle bir terk olsun ki bu
baharda hazanı göreyim, yazda tufanı, ardında cehennemi yaşayayım. İki gözüm
önüme aksın dönme bir daha, dönersen hayallerim yıkılır, un ufak olur bendeki
imajın. Hem ben yokluğunda daha çok severim seni, daha büyütürüm bu aşkı. Gidersen
teşekkür edeceğim sana, plaket vereceğim bendeki aziz hatıran için sana. Bana bu
iyiliği yap, rica ederim, küçüğümsün.
Gidersen mutlu sayacağım kendimi, gülümseyeceğim her an,
kimse gittiğine inanmayacak bende, oysa ben kendimi inandıracağım yokluğuna,
zor olacak ama bunu başaracağım.
-Seni terk ediyorum, dedi.
-Et, dedim.
Anasını sattığımı dünyasında aşk kaldı mı ki sende kalasın. Rezil
bir vakte erdik, rüsvay olmadan çek git benden, bu aşk sana göre değil, sen
bana göresin ama karışma. Hem gidersen saygınlığın artar, itibarın çok olur,
kıymetin zirve yapar, kısmetin bol olur, acın az olur, tadın tam olur. Bende
kalırsan kahrın olurum, gözyaşın hem, çokça hüznün. Aklını kullan kızım benden
sana hayır yok senden bana hayır çok. Giderken kazan, kaybederken kâr et bari. Gitmeni
istiyorum senden, uygun adım, koşar adım, uçarak hem de. Git de nasıl gidersen
git, amuda kalkarak, takla atarak, sürünerek, el üstünde, tahtırevanla… Ne
bileyim işte gidişin şaşaalı olsun, fiyakalı. Yakışsın sana.
Millet anlatıp dursun beni terk edişini. Bal sür gidişinle lağım kokan dudaklara. Malzeme ver düşmanlarına, onları mutlu et terkinle. Hem güldürürsün onları eşsiz esprinle hem bahtiyar edersin keskin zekanla. Durma git hadi, kapı orada, şehir orada, yol… Açıldı mı kapı gidilir, yüz dönüldü mü gideceğin şehre gidilir, yola düşüldü mü bir kere gidilir. Terke alışırım bünyem her acıya tecrübeli, aklım kapatır bütün alıcılarını, kalbim tuzunu hazırlamış yarasına, gittiğin an kamyonlarca tuzu basacak yarasına. Sen terke hazırsın ben terk edilmeye hazırım. Çok müsait bir pozisyon, şartlar uygun. Ne beklersin daha. İndir şalteri çıksın bu can, yansın. Çek tetiği ölsün bu aşk, bitsin. Çek darağacına bu adamı, gebersin.
-Seni terk ediyorum, dedi.
-Et, dedim.
Bu kadar konuşacağına git, bu kadar ahkâm keseceğine kes
sesini def ol git. Tef çalarak git! Giden konuşmaz zaten terki en büyük
cevaptır kalana. Sen suçlusun günaha girmeden gitmek istiyorsun, oysa günahın
içindesin tam tamına. Ne istiyorsun benden, kal dememi mi? Asla! Ayaklarına kapanıp
af dilememi mi? Aklına bile getirme. Sen gitmeyi ağzına sakız edecek kadar
yakın tutarsan ben gitmeni hem de bir an önce gitmeni isterim bir vebalı gibi kendimden. Sen gitmeyi aklına musallat edersen ben o musallat olan
gitmeyi ömrüne dolarım. Sen gitmeyi marifet sayarsan ben de git derim, marifet
iltifata tabidir, alkışlarım seni.
-Seni terk ediyorum, dedi, ağlamaklıydı.
-Et, dedim, çağlamaklıydım.
-Gidiyorum, dedi kararlıydı.
-Git, dedim, zararlıydım biliyordum. Kalp ne hisseder dudak ne der?
O gitti bir daha dönmedi.
Ben öldüm bir daha görmedi.