Derin oyuklardayım, hançerinden iz kalan
Dermânı olmayan dert adetá kuduruyor
Esmer günün buhranı, elde çaresiz kalan
.
Buruk çehreleriyle meleklerin gelmesin
Ellerinden tuttulan acayip bir çelmesin
.
Okşanmış kelimeler seslense
güzel güzel
Yârimin endámına sarılmadan olmuyor
Vuslat hatıráları bir bana bir güze el
Kelepçeler figânda zifir zindan dolmuyor
.
Put olup üstüme bas tenim mermer káide
Ádábımda kalmadı bozulmadık kaide
.
Tellâl çığırtan halim aşikâr adını der
Başı yere eğdiren sabrın elinde tutsak
Alaca mutmainden topla inadını ’der
Arzuhâlin hazzında kurulu binbir tuzak
.
Paçamda diş izleri kemiğe deydi ölüm
Kıyâmet yolcusudur Adem’den gelen dölüm
.
Çok eski bir tabloda, müzminleşen yorgunluk
Ele ayağa düşer, belkide sakatlanır
İncecik çiselerken içimdeki durgunluk
İyice sızar yoksa ikiye mi katlanır
.
Gözyaşlarım durmuyor kilitli şişesinde
Ne etsin mum ışığı güneşin köşesinde
.
Hüznün kulunçlarını sıkıpta kırmak gerek
Pare pare miskinlik her deminde muharip
Lâv olup kraterden kerhen fışkırmak gerek
Tavlanan yanakların sızıları muzdarip
.
Altın oluktan kayıp say yerine sapladım
Cennet’in bahçesini bir okla hesapladım
.
Yumruk vurup kürsüye fermánı koyar kanun
Korku sevgiye erip, aşk faslında dirilir
Tef sesine karışır ney sesiyle bir kanun
Taksim geçer göğümden can bahşeden diri lir
.
Ayaklanır erliğim cânána vatan olur
Doğacak güneşlere, tek inzivá tan olur
.
Gönlüm senden rázıydı, sana sormadan ama
Tenimde gezen ruhun sunumundaydı ikrár
Yakalanan dilimin farzet
gözleri ámá
Anká saraylarında açılır tekrar tekrar
.
O
zaman bu baş kalkar başı vermek adına
Nirvánasında Yoksul Aşk’a ermek adına