“Ateş kuşları;
Bugün becayiş var,
Toplayın kanatlarınızı
Yangın yeridir bu cem…”
Sen!
Eğri sakallı hoca
Kırpma un katığını
Hakkı neyse odur adem
Göz içine baka baka
Soygun yeri yürekler
Veren elin çalan ele
Üstünlüğü ne/ki ola
Atlar bile terlidir
Bu hayat maratonunda
Kuru bir çalıya can veremeyen
Kaç kalbur ömür çürüttün
Şarlatan sokaklarda
Çorabı kaçmış gacılar
Kaç kapçığa tepindi acep
İzsiz dehlizlerde…
“İffeti vura vura duvarlara…”
Yüzler gördüm;
Yangına yürümüş kocaman
Ellerinde üç beş şiir kırıntısı
Birazdan küllerinden doğmanın
Gururuydu bakışları…
Sevda;
Yamalı bir fistanın
Çiçek bozlağında
Renkleri umut
Desenler emek
Boğazında zeytin eziği kadınlar
Bu gidişin yükü size
Korugan diller satılır
Gönül becayişinde…
Sürülür!
El kadar bebelere
Ve masum yüreklere
Ödlek hint kınaları sürülür
Fikri önemsiz;
Karalamak modadır
Aynı ağızdan serenat
Tıkayın tüm sözleri
Balçık ellerinizle
Nafaka birkaç sokak şarlatanında
Tartıp biçip dişlerine geçiyorlar
Anne sütü hakkımı…