GÜL
Gül koydum adını.
Gülün bakalım.
Güle inat kokun bakalım, açın rengârenk. Bahçeleri süsleyin, kalpleri donatın, yüzleri güldürün de görelim sizi.
Gül koydum adını, dikenini büyütün de görelim.
Yüreğinizi kanatın da alkışlayalım, kalbinizden akan kanla gülü kırmızıya boyayın da anlayalım sizi.
Öyle yok beleşten bir sevda.
Öyle yok bedavadan bir aşk.
Yanın da kabul edelim sizi dergâhımıza.
Baş üstünde tutalım gönül tekkemizde.
 

          Gül üzre düşünün de her tarafı gülle donattın fikrinizde. Mesela kırmızıya boyayın semayı, lağımı gül kokusuyla kokulandırın, dikenlerinizi yollara serin ve üzerine basarak yürüyün. Yapabilir misiniz bunları, yaşayabilir misiniz onsuz ilkbaharda? Sonsuzluğu göze alabilir misiniz bu sevda  da? Bitimsiz bir aşkla ritimli sevebilir misiniz her vakit? Sahi zor mudur sevmeleriniz?

Çalılar arasında bir kuru dal gibi durabilir misiniz onun yanı başında?
Samanlar içinde bir yeşil dal gibi kalabilir misiniz her zaman?
Güle bakabilir misiniz doyasıya?
Gülebilir misiniz nedensiz?
Gülü bilir misiniz tarifsiz?
Dokunmadan ona, onu koklamadan, ona hayran olmadan durabilir misiniz saatlerce gözünüzü kırpmadan?
Durabilir misiniz gülsüz bir an bile?
Sahi feryadınız yeter mi onun ayrılığında göğüs kafesinizi yırtmaya, kulakları sağır etmeye kâfi gelir mi iç sesiniz?
Bülbül olabilir misiniz nale ve efgan içinde?
 
Siz hiç güle âşık oldunuz mu?
Gül konuştunuz mu herkesle?
Gül koktunuz mu?
Gül sindi mi üzerinize?
Gül kurusu akşamlarda o gül yüzlüyü yad edip gözlerinizden akan yaşla suladınız mı gönül bahçenizi, boydan boya ıslandınız mı, kirpikleriniz ok ok oldu mu onu korumak için, gamzeleriniz yuva oldu mu ona hiç?
Öyle kolay olmasa gerek sevmek.
Öyle haybeden sayılmasa sevilmek.
 
 Gül devrindeyiz farz edin! Gülünüz gönlünüzde açmış boy boy, renk renk, rayiha rayiha! Nasıl yaşardınız bunca nimet içinde? Şükreder miydiniz rabbinize?
Gülsüzlüğün ne demek olduğunu güllük gülistanlıktayken akledebilir misin mesela? Kıymetini bilmek adına gülün dikenini yatak yapıp uzanabilir misiniz üstüne? Ondan gelen her türlü cefayı nimet kabul edip öpüp alnınıza götürebilir misiniz üç defa?
 
Gülmediği vakit kızabilir misiniz güle?
Kızarmadığı vakit, durabilir misiniz gülün yanında yine?
 
Bülbülü anlayabilir misiniz şimdi?
Bülbül olmak ne demek, güle tutulmak ne demek anlayabilir misiniz şimdi?
Sırf yüzünü görebilmek adına gülün kapısında sabahtan akşama, akşamdan sabaha kadar durabilir misiniz yalvaran bir hal ile?

O açtığında bir sabah, o yüzünü gösterdiğinde bir şafakta, o perdesini attığında bir tan vaktinde gözleriniz kan çanağına dönse de uyanık kalabilir misiniz sahi?

Ah gül aşkıyla yanan gönüllere!
Ah bir aşkı güle sayıp gülde yok olan kalplere!
Her iki cihanda gülün işte!
Duam budur aşk üzre sizlere.
Aşkım budur sizlere dua niyetine!

 

( Gül başlıklı yazı GürhanGürses tarafından 17.04.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu