Sana selam etmiyorum artık,
Tüm sözlerim sevdam gibi kapı dışarı,
Bakmıyorum yollarına,
Ne gül ne karanfil değil umrumda,
Sana beni anlatmıyorum,
Adamıyorum gecelerimi gözyaşlarımla,
Ömrüne selam olsun demiyorum,
Sana selam etmiyorum artık…!
Vazgeçtim, vazgeçemem sandığım her
şeyden,
Yokluğunda tanıdığım ıssız yollardan,
Gözyaşımı akıttığım yağmurlu havalardan,
Gecenin en zifirinden,
Güneşin doğuşundan,
Mehtaptan, yakamozdan, tozlu yollardan,
Boş boş sallanan salıngaçtan,
Uğramaya cesaret edemediğim, uzak ama bir
o kadar yakın tarladan,
Ellerinden, bakışından, tebessümünden,
Göz yaşından, burukluğundan, varlığından,
Senden ve senli her şeyden vazgeçtim,
Sana selam etmiyorum artık… !
Bıktım sıkıldım aynı oyunu oynamaktan,
Anlıyor musun yoruldum sensizlikten,
Sensiz senle olmaktan,
Yağmur altında ıssız bir yolda,
Gecenin zifirinden güneşin doğuşuna dek
ağlamaktan.
Yoruldum artık sen diye yokluğuna
yanmaktan.
Dedim ya,
Sana selam etmiyorum artık… !
Yorulmazdım, vazgeçmezdim hiçbir an,
Benden vazgeçtiğin anlar olmasa,
Yürürdüm durmazdım hiçbir an,
Adımlarım, adımlarını kovalamasa.
Islanmak mı? Bir manası olurdu belki
kuru olmanın,
İçim her gece coşup ruhumu ıslatmasa,
Yorulmazdım, yıkılmazdım ellerim
yokluğunu değil de,
Ellerini tutsa,
Gözlerim boşluğa değil..gözlerine baksa,
Kulağımda çınlayan ses.
Sesimin aksi değil sesin olsaydı yorulmazdım
hiçbir an,
Sana selam yollamak ağır gelmezdi,
Bir tek selamımın sende manası olsa,
Dedim ya,
Sana selam etmiyorum artık… !
Sana selam etmiyorum artık…!