ETEKLERİNDEN TUT DAĞLARINI DÜNYANIN

 

-Sırtüstü yere vur...

                     Gün senin nasılsa-

 ***

 

…Topal karıncaya sor; bu yol nereye gider

Pervaneye sor, sor ki sana söylesin ışığın yakışını

Gece kuşlarından görünmezlikleri öğren

Ve turnalara bak

Yas

Nasıl olur tek kalınca

Ölümün üstüne üstüne uçmak

Kaçmak değilmiş hayattan

Ve kurşun gibi sözlere göğüs germekmiş aşk…

Sor öğren

Aşkta olmaz kıyas

 

Gücün varsa bulutları tut

Sağ renkleri gökkuşağından damla damla

Yağmur eşliğinde

Kırlara dağıt suyu eşit payla çiçek çiçek

Yeşil yeşil ve eflatun, haki renkli, alacalı

Ve karalı

Doğaya bırak kendini

An

Karalı

Eteklerinden tut dağlarını dünyanın

Sırt üstü yere vur beklerken denizler durgun

Kim kime

Kuş deveye

Eşya neye vurgun

 

Yorgun-

-muş demeden

Al-

-dırmadan fukaraya bağla

Ağızları müebbet susa

 

Kaçmasın yeter zevk

Ve şevk aldatmacası içinde

Beni dostlarınla paylaş

Selam olsun...

 

Sonra…

 

Ateşböceklerini seyret

Gece

Yıldızlar altında tefekküre dal

Ve dereden yansımasına bakarken ayın

Şavkı gözlerine düşsün

Dal

Her zaman

Özlemini duyduğun

Zaman kuyusuna

Karanlıkta

-Karartını Kimse görmeden

Nefsinle baş başa kal

 

Sen ceylan, ben mahkûm, o avcı

Biri var ki her zaman bedavacı

Çakal

Çakal

Çakal asılmış yelesine bir aslanın

Ve kızıl-kıyamet koparken attığı naralarla

Sokakta...

Sen 

Hüznün yapraklarını kurut

Hatıra defterinde

Üç söz; ben ben ben

Diye not et sayfaya

At ötesine zamanın

Kendini

Yaya yaya ölüde

Umulur ki

Saç uzaya

 

***

 

-Cebimde kalan sevgimdir tek sermayem giderken

Çıkarıp da atmayın

Vasiyetimdir

Kefenimin üstüne serpin-

 

 

***

Bir abdal

-Bir kuru dal-

-Hülyalarla deve kervanları geçerken zihninden-

Ayak ritimleriyle konuş

San ki,

Eskimiş sinemanın eskimiş yüzlerine bir dokunuş

Olsun senin için alkış yön levhasıyken

Ne anlatırım ben

Eben keserken göbeğini

Ne demiş ne üflenmiş kulağına adınla

Ey gökleri yerle birleştiren kadınla

Cinsiyetsiz dolaşmayı

Amaç edinen…

D/inle ilişkisini kesmiş hayal f/aslıyla

Aşkı oyun sanan

***

 

Yazılmamış bir öykü başlamamış bir aşkın

Yaşanmayan yıllarıyla ateş ırmaklarıydı

Uzayan s/aç kuyruklarında

Tutunmaya çabalarken

Hayatta erken doğmuş acılardı hızla yayılan

 

Duman altı olmuş esrik bir kalem

Coşmuş da üretiyor kendini

Türetircesine uç uca bağlayıp kin dürtüleriyle

Saldırır ... niçin bana

Henüz vakit varken okunmadan salâ’m

 

***

 

Ve

Kapanış

 

-On yıllar oldu ki aldırmamaya

Başladım, dış dünya yapaylığını

Gözlemledim durdum giderken yaya

Saya saya adım adım...

Tek gerçek dost İçimde- kendimi aradım-

 

...Alkışşş…

 

 

(19.10.2012 / Elazığ)

Güneri Yıldız

 

( Eteklerinden Tut Dağlarını Dünyanın başlıklı yazı GüneriYILDIZ tarafından 9.05.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu