Sonunda bir bedene kavuşmuştu. Bu bedene varmadan önce yaşadıklarını ne çabuk da unutmuştu. Bilinç altına saklanan geçmişi bir türlü gelmiyordu gözlerinin önüne. Hayatını bu karanlık denizde nasıl sürdürebilirdi ki? Yoksa hayat bu sıvının içinde dönmekten ibaret miydi? Bu karanlıktan çok sıkılmaya başlamıştı. Sıkıntıdan tekme atmaya, bu karanlık denizden kurtulmaya çalışıyordu. Çabasının boşa gittiğini düşündüğü sırada bir hareketliliğin başladığını fark etti. O da ne? Bir şey kafasından tutmuş, çekmeye çalışıyordu. Ama çıkmamak için direniyordu. Ne kadar karanlık olsa da bu dünya’sından kopamazdı. Bu bedene daha yeni kavuşmuştu. Tekrar ölmek istemiyordu. Bu mücadelesinin ardından başarısız oldu ve farklı bir dünyada açtı gözlerini. Ne çabuk da dirilmişti. Daha yeni ölmemiş miydi? Yaşadığı o karanlık dünyadan daha yeni kopmamış mıydı? Tekrar doğduğuna sevindi, üstelik bedeni hala duruyordu. Etrafında garip şeyler vardı. Daha önce bunları hiç görmemişti. Ama bilinç altında saklı kaldıklarını tahmin etti. Demin başından tutup çeken adam, şimdi de poposuna vuruyordu; bu adama ben ne yaptım diye düşünmeye başladı. Bir anda ağlamaya başladı. İlk defa bu duyguyu yaşıyordu. Ben neredeyim diye sorunca sanki herkes onu duymamazlıktan geliyordu. Birisi onu kucakladı ve dışarıya çıkardı. Üstüne doğru insanların koştuğunu fark etti. Bazıları ağlıyordu. Herkes yanaklarını sıktırıyor, ona garip bir ilgi gösteriyorlardı. Ama o olup bitene bir anlam veremiyordu. İnsanların arasında birisi vardı ki , o daha pozitif enerji veriyor, onun kucağındayken huzur buluyor, açlığını gidermesini sağlıyor, kucağından hiç indirmiyordu. Bu dünyada tek sığınak olarak onu seçmişti. Zamanla anladı ki o kişi bu dünyada ki annesiydi. Bazen ben acıktım dediği halde doktora götürmeleri biraz garip gelsede zamanla alışıyordu. Zaman ilerledikçe artık çevresindekilerin söylediklerini anlamaya başlıyordu.İlk defa "Anne" kelimesini kullanmıştı. Ama bu dünyaya gelmeden önce o karanlık denizde öğrendiği dili unutuyor olması biraz canını sıkıyordu. Ama o karanlık denizdeyken de, oraya gelmeden önceki dilini unutmuştu. Her dünyanın kendine özgü bir anlaşma şeklinin olduğunu anladı.

Acaba bu dünyada da ölüp yine bir başka dünyada dirilecek miydi? Zaman ilerledikçe bu dünyaya daha çok alışmaya başlıyor ve buradan ayrılmak hiç istemiyordu. Oysa ki ne kadar da karanlık olsa o denizinden de ayrılmak istememişti ama olsun şimdi daha güzel bir alemdeydi.

Zaman ilerledikçe bir şeyin daha farkına varmıştı. Bu dünyada zaman çok hızlı ilerliyordu. Çünkü bu dünyaya daha yeni merhaba diyen o bebek şimdi 75 yaşındaydı ve bu dünyadan da göçmeyi bekliyordu. Yeni bir dünyada daha güzel bir şekilde doğabilmek için bu dünyada bütün ibadetlerini mükemmel bir şekilde eda etmiş, onu bu dünya yolculuğuna gönderen yaratıcısını fark etmişti. Artık bu yalancı dünyada ölüp, ebedi mutlulukta doğmak için hazırdı.
( Bebeğin Serüveni başlıklı yazı Ümit Zafer tarafından 5/20/2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.