ÖNDE SOROS(!), ARKADA RÜZGÂRI ESER DİYE
Kim, nerede, kim ile
Oyunu oynar şimdi
Kim girer bile bile
Kazana, kaynar şimdi...
***
Desem ki; al ruhumu, üst üste koy, düğümle
Bırakma bir başıma gözlerim açılmasın
Zamanda savrulurken sadece gördüğümle
Kalayım hep sen ile ellere saçılmasın
Senin için taşınan su olayım güğümle
Ateşi yak, kazan kur, içinde beni kaynat
Yavaştan ısınırken kurbağa say ve oynat...
-Bir dünya çiz kuralsız, sınırlar sana özgü
İnsanlar senin için çarpıştırılmış olsun
Marmara ağzı gibi utanmasın dudaklar
Akıtıp temizlerken karışan kumu, kili
Bakışları sırıtsın dilenirken adaklar
Vur çoğulu at suya; kolla, koru tekili
Kirpikler heyecanla kırpıştırılmış olsun
-Bitip bitip başlasın hayat tıpkı bir döngü...
Bir “düt” sesi duyunca dön de bakıver bari
Bir kere dur, kulak ver, aklından geçenlere
Bir kere..., hor bakmadan, bir kere içenlere
Al şu yaşlı kalbimi hemen çakıver bari
Tam kalbinin üstüne, sonra tuttur enlere
Belki çare oluruz şu bozulmuş genlere
Asla kurban etmeyiz gelip-geçene yâri
Yâr bizlere ülkedir, saklanamaz koyakta
Ruhu ve rengi yoksa eşya kalmaz ayakta
Önde soros(!) arkada rüzgârı eser diye
Birader(!) aktardığı parayı keser diye
İsterler ki ülkemin kanı aksın sunakta
***
Albayrağı tutan el
Zarar vermez mabede
Ahfadı, bir müptezel
Uyutur arbedede...
(Haziran 2013 / Elazığ)
Güneri Yıldız