Egolarıyla
satranç oynayan ergenlerin isyanında
maşa olmadı algılarım. Mihrakların güdümünde kendi vatan bağrımı yakamazdım. Aynı
değerlerin, inançların, bin yıllık
mazinin tortusundan geçmiş asil, aydın, inançlı, ilerici, kendini bilen, Rabbini bilen, milli şuura sahip, herkesin fikrine saygılı, sağduyunun sandığı, başarının aynası, kardeşliğin güneşi…Alnı
secde görmüş, yaratılanı Yaradan’dan
ötürü seven ve onların da
hidayetini isteyen, bekleyen sevgi, barış, insanlık öncüleriyiz.Sabrımız
bu yüzden, algımız bu
yüzden sınırında, sinirinde
durdu.
Yürek tüketen, beyin zehirleyen, egoları zehirleyen,
bilinçaltını kirleten ,fikirlerin afyonuyla sarhoş olup kendi
vatanına, insanına, değerlerine saldıran azgınlık azınlığı değiliz.
İnanç insanı her şeye mayalar.İlim, insanı
her olguda toparla. İnsanın temel
dinamikleri beyin, kalp, midedir.Bunları
inançla, ilimle, helal lokmayla, azimle,
barışla , birlikle, temiz algılarla, hastalıklı egolardan arınarak, kendini bilmeye giden
destekleyici güdüler lazım.
İnsan yiyici
değildir.İnsan, zekadır.Zeka,insanı iyilere, doğrulara, güzelliklere
taşır.Zeka, insanı bir fikrin maşası,
mezesi yapmaz.Zeka, üst sınırı , mutlağı
bilir.Zeka, insanı her türlü
çıkarın odağından arındırır.İnanç,
insanın içindeki merkezkaçtır.Sosyolojik
temayül yapar.Korku besler.Allah korkusunu pekiştirir.İnanç, manevi huzur verir.Huzur,
her zaman düzendir, güzelliktir, iyiliktir, arınmadır, durulanmadır.Beyin, kalp bu güzel eylemlerle sürekli besleniyorsa
kendine, sonra ailesine, çevresine zarar vermez.Türkiye’nin temel sorunu
Zeka atlasımızın renksizliğidir, inanç haritamızın
dağlık kısımlarında
yaşayanların kendini , Rabbini
bulamamasıdır. Sosyalleşmedir.Sosyal algıları açık birisi sanatla,
şiirle, müzikle, ilimle, kültürle iç içe olup aydınlık anlarda demlenir.Bilinç kulesi
oluşur.Bilinci yüksek insanların yüksek
ruhluluğu olur.Yüksek ruhlu insan, erdemlidir
, inançlıdır, ilericidir, vatanıperverdir,yararlıdır.
-Son zamanlardaki ergenlerin sokak
boşalmasının temel merkezlerine
indiğimizde psiko-sosyal
kazalarımız böylece öne
çıkıyor.Papağanlar uçtu , nesli
tükendi.Çünkü insanlar doğmatik
fikirlerin papağanı oldular.Kendilerinden olanı kabul diğerleri
yok saydılar.Ayrıştırmayı ilericilik, öncelik, zekilik sanma hastalığı
başladı. Kendini bir fikrin maşası, mezesi olduğunu
farkına varmadan ,
başkalaşmayı temsil eden zehirli
yılan gibi sürünmeyi seçtiler.
-Oysa panzehir hep vardır.İlericilik,
evrensellik, mutlak gerçekler hep
vardır. İnsan, özü kadar temiz olmalı, bu temiz özü yakalamak, daha da üst benliğe taşımakla meşgul olmalı.
Diş mihrakların maddi
güçle beslediği aşırı örgütlere meze olmak mı yaşamak
ya da insan olmak ???
-Çıkar sülüklerinin maşası olup
amaçlar közünde kebap olmak ne
kadar zeka bağıntılı ne kadar insani?
-Sen
sokakta yılan gibi sürün, gaz ye,
onlar lordlar kamarasında
keyfini sürdürsünler. Otelini
açanlar, sana yemek ve
para verenlerin çocuğu gaz yedi
mi? Gözaltına alındı mı? Ya da
en önde olup ortalığı galebene
getirenler şimdi bağlı oldukları gizli
mihraklarla keyif yaparken sen sürüngenliğe
devam ettin.
-İnsan
önce insandır,sonra hep insandır.İnsan olmak için adam olmak, gerek,birilerinin adamı değil. Birilerine,
bir fikre, amaca maşa,meze olmak, bağırmak, dağıtmak, yıkmak, küfretmek acizliğin son numarası.
Ölümü bekleyen
idam mahkumun son sözleri gibi.Yüreğinizi, sevginizi, zekanızı idam etmeye gerek
yok…
-İnsan
önce insandır,sonra hep insandır.İnsan olmak için adam olmak, gerek,birilerinin adamı değil.