hayrettin taylan
yaşamak salında ,d’ okunmamış antoloji
gibiydi ruhun
sevmek denizinde,
ıslanmış yürek gibiydi sızılışın
gitmek m’asalında
, yaşanmamış zaman gibiydi öylece
uzaklayışın
güvenmek d’ağında,
açılmamış sadıklığın gülü gibiydi
kırmızlığın
dönmek b’ağrında ,
s’aklanmış bir vicdan
gibiydi eriyişin
bu yüzden, yongalarında özümün hamuru aşkına baki
buz yüzden ,
nabzımda senli anların tınısı
yenişir s’aki s’aki
buz yüzden ,sözlerin
püskürttü yaramın kabuklarını
bu yüzden,
gitmek gitse de gidemem
2…
Yazgımdan daha
yaşlıyım sen olmayınca, sen
gelmeyince
genç kalacak
bir geleceğin eleğinden
geçiyorum seni sevince
huyunun kuyusuna
düşmüş aşk nakışlı
Yusufluğum akar sabırlıca
suyunun sıcağında
düşmüş sevdanın buzullarında , üşüyor penguenlerim
üşütüyor uzak kalışın uz ucu
ruhunun gergefinde
çözdüm kördüğümün düğünlerini
düğmeleri sihirli an
gibi gizemlerine teslimin
bin bir gecesi gibiyim
buhurumun nemli
sözlerine yağan kitap gibi uzanıyor sevi cümlelerin
anıları şımartan
aynanın buhurunda , aklanmaya yazılıyor yazgım
mazlumların
duasında ,doğrulanıyor doğrucu
belim
seni seven doğru
algının son hecesinde yazılır
bahtım
3..
gidişinin alevini
görmeden gelişinin yangınlarında
oynayan sevda dam’adıyım
sevilişin tanelerinde
dağıtılmış kırmızlığının f’ecriyim
aşkın eskittiği
bir şehir değil istanbul
sensizliğin eskittiği
metruk bir kenttir istanbul
istanbul’u mecnun fethetmedi bilesin
bu yüzden aşk kenti
değildi ben seni sevdiğimde istanbul
ben sevince
istanbul aşk kenti, sen kenti, ben kenti
4….
üşüdüğüm dizelerde , çözülürdü dizimin bağı
saklandığım resimlerde
,gülüşürdü senli anların hal hatırı
yalınç bir affın simyasında
,aklanırdı vebalimin tınısı
sevincin
imgesine gebe kalırdı
m’anaların aşk ışığı
rüyanın zaman uyanışında k’anardı senli anların
dili
sükuta armağan ettiğin
k’ala’kalışın dengesinde tümlenirdi
özlemin ufku
sevdaya haykıran
volkanın fay yatağında uyanırdı senli her h’alimin
azmi
canhıraşa c’an olan
zamanın uyanma resitalinde oynardı sevgimin adresi
bir sonun önünde bekleşirdi
umudun sonu
bir gün gelişinin sancısında doğururdu
hasretin annesi seni aşk gibi
ağlar büyürdüm, büyür
daha çok ağlardım