-Hayatımda hiç bu kadar lezzetli bir süt içmedim!

Hakkı amca

-Organik ve helal kazanç ile beslenmelerindendir evladım.

-Ha. Haklı olabilirsiniz evet, evet çok doğrudur! Ömrümde süte hiç bu kadar doymamıştım ve de hiç bu kadar lezzet almamıştım, galiba sunan ve getirenin de katkısı vardır muhakkak ki?

Diyerekten nefise ye baktı. Nefise’nin yanakları kızardı ve başını edep ile önüne eğdi. Hakkı amca nefise ve insanın memnunluk dolu gözlerindeki neşeyi görünce hafiften gülümsedi. Ve

-Umarım bu fakir hanemiz sizi üzmedi, alışmış olduğunuz hayat ve bu yaşam?

İnsan

-Yoyo, hayır bilakis ömrümde hiç bu kadar memnun olmamış ve yaşamımda böylesine haz duyarak yaşamıştım. Sanki burası başka bir boyut ve hayat, gibi ama her şey çok sakin ve huzur dolu. Sessizlik ve huzur ahenk iç içe, çekişme koşuşturma hiç ama hiç yok.

Hakkı amca ve nefise birbirlerinin gözlerine bakarak birbirlerine gülümsediler. İnsan bundan bir mana ve anlam çıkaramadan kendisi de hafiften gülümsedi.

-Burada yokluk olmamasına ve her aradığını bulmayı mı hayret ediyorsun evladım?

İnsan neşe içinde

-Hakkı amaca aklımda söylemek için zorlandığım soruyu sen sordun çok yaşa! Evet, işte bende tam bunu anlayamadım ve çok merak ediyorum. Para hiç görmedim desem etrafta, bunun telaşı da yok yüzünüz de? Tezatlar ve şaşkınlıklar ve gizem dolu etrafta ve sizlerde!

-Evladım burada senin o dediğin geçmez burada, sen bir şeyini kaybetmiş olarak karşımda duran burada nezaket olur, tevazu ve alçak gönüllülük olur sözü, Helal kazancın bereketi ile geçinir gideriz. Tevazu ifadesi olarak kendisinden bahseden kimsenin evi gibi düşünme Fakirler yurdunu bilir misin? Herkes aynı kazandan kaynayanı yer, herkes kazandığını aynı keseye koyar ve bu kazançlar birikir alın teri ile kazançlar çoğalır helal olduğu için zahmetsiz ve minnetsiz yenilir ve hiç kavga ve gürültü olmadan hayat ve yaşam devam eder gider evladım.

-Ne kadar hoş anlattınız hayret kaldım hakkı amca!

-Şimdilerde modernize taraftarı, yenilik taraftarı, çağdaşlık, modernlik taraftarı kendisini sananların bu tarz yaşamlardan haberleri olmadıkları için sana biraz garip gelebilir. Zaman ve çağ değişince yaşamlarda paylaşımlarda değişerek insanlar birbirlerinde soğuyarak kendi başına değerlerden uzak yaşayarak yalnızlaşmanın çıkmazında bocalayarak hayatını idama ederek devam etmekte ve sonunda da yenilik diyerekten bu girdabın içinde yok olarak ölüm gelene kadar birbirlerinden habersiz hayatlarını sürdürüyor. Aynı zamanda yabancılaşarak buluşma yerleri olarak buluşulacak yerlerde değişik sesler ile keşmekeş ve kavganın çıkmasına neden oluyor.

Nefise

-Babacığım şimdi insanın kafasını karıştırma istersen, baksana sana garip, gözlerle bakmakta.

-Tamam, kızım, sen şöyle bize öğle yemeğine bir şeyler hazırla da yiyelim.

Nefise elinde getirdiği bohçanın içinde ekmeği peyniri ve karpuzu çıkarak hazırlarken insanda, soruların ve cevaplarında da kurtulmanın rahatlaması ile gözlerinde ışıltı ile bu sarsılmaların ve yaşananları anlayamamanın ırgalamaların da kurtulmanın aynı zamanda da fikir ve tedbir yönüyle kişinin zayıf ve eksik olması duygusunda kurtulmuş oldu ve rahatladı. Yaşadıklarını açıklamanın tarifi yoktu sanki beden azaların da oluşan derin çukur içinde kalmanın tuhaflık ve garipliğin de anlaşılamayacak kelime ve sözlerin arada kalmasını yaşadığı bu anı tarif etmenin acizliğini yaşar iken, huzur ve mutluluk dolu idi kalbi. Sanki ölüm, rüya, hayal ve düşü gafleti aynı anda bir arada iç içe yaşıyordu. Muamma bilinememezliğin, bilinmememsi, bilinenin de bilinememesi gibi idi. Sormaya da çekiniyordu bu yaşadıklarını nefise ye ve hakkı amcaya. Nefise

-Babam seni soru yağmuruna tuttu, kafan karışmadı umarım?

İnsan bocalayarak

-Karışma değilde hiç duymadığım sözler ve yaşam olduğu için, sanki-başkalarının yararını da kendi yararı kadar gözetme demek ister gibi haklı mıyım?

-Evet haklısın. Babam toplumda kendi üzerine düşen görevini yerine getirmesi gerektiğinden bahis etmek ve bunun gereğini vurgulamak istedi.

İnsan hayatı, yaşama sevinci ile ölüm ürpertileri arasında geçer. Bunun hikmeti, insanın tefekkür ve idrakinin sonsuzluğa açılmasını temindir. Çünkü bu hayattan maksat, ebedî saadeti kazanmaktır. İman ile olmak, imanlı yaşamak en güzelidir, tabii ki nefsimizden ve şeytandan fırsat bulabilir isek. Dolayısıyla insan için asıl mühim olan, ecel ürperişlerinden kurtularak hayatı da, ölümü de güzelleştirmeye çalışmaktır iman ile. Bunu başardığı zaman, insana manevi olgunluk ve ilâhî vuslat kapıları açılmaya başlar.

İnsanın kendi gözü pürüzsüz bir ayna gibidir. Göz bakmak için değil sadece görmek ve anlamak içindir. Hayvanlar da bakar ama ne olduğunu anlamaktan uzaktır. Kendisine aksedenleri olduğu gibi akla ve gönle iletir ve hayata geçirir. Bu mana da eğer doğru kullanılırsa sadık ve güçlü bir eğitici vasfındadır. Bazen bir tek nazar, binlerce cilt kitaba bedel olur değeri hazineler ile ölçülmez. Hani Yemek, nasıl ki yakıcı ateşin üzerinde pişer ve lezzet kazanırsa, insan da hayatın çile ve dert ateşlerine tahammül ve sabır ile olgunluk ve gönül güzelliği kazanır ve sabır’ı öğrenir ve aldığı meyvenin tadını ömrü hayatınca unutamaz ve sabrın meyvesinin tadı hiçbir meyvede bulunmaz. Tıpkı gülün dikenlere sabrederek bahçelerde çiçekler baş tacı olması gibi, güzel kokması gibi.

Nefise

 

 

( Bilge Kişi Ve İnsan -8-özgürlüğünü Arayan İnsanın Kendisi İle Buluşması başlıklı yazı kul mehmet tarafından 5.07.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu