Az önce bir bulut yürüdü

Karanlık giyinmiş bütün caddelerden

Kılıç kuşandı zihinde sır tutan düşünceler

Kaybolduk sen ve ben

Gecenin  menziline düşer gibiyim

İbresi bozuk saatlerin akrebinden

 

Nasıl da geçmişim kendimden

Kaldırımlar hikayesini yazıyordu ellerime

Senin yüreğimde unuttuğun yüzünü arıyordu bakışlarım

Mezar eşeler gibiydi bedenine

Gülüşlerinde kaybolmuş  bir aşk hikayesi

Düşerken ellerimden

 

Bas tonlu bağırışlar yankılandı etrafta

“Yetişin… ölüyor diyerek”…

Acil telefona sarıldı birisi

Anlattı yüz on iki personeline

“Yetişin ölüyor “diye haykırarak

 

“Adres “diye sordu görevli

“Adres neresiydi” diye sordu adam

İçimden geçenleri bilmiyorlardı ki

Sen yoksan

Her yer buhran…

 

“Çekilin” diye seslendi yaşlıca bir ses

“Doktorum … açılın etrafından”

Titrek ellerinde yılların maskesi

Kanı çekilmişti teninden

Elleri buz gibiydi

Senin değemediğin yüreğime değdiğinde…

 

Üstümdeki tişörtü yırttı ansızın

Rüzgârı ısırdı sessizce dişlerim

Aklımdan zümrüt rengi dualar aktı

Ne kadar yumuşaktı o soğuk elleri

Derken göğsüme bir yumruk çaktı

 

Hayaline odaklanan bakışlarım baygındı

Üzerinde ki parfüm sen gibiydi

Genzime  doğru yürüdükçe kokusu

İçimde yeniden yeşerdi bahar

Ama tepkisizdim her yumruk atışına

Tepkisizdim hayata hayat adına sana

Bu yüzden yakılası şiirler düşürdüm

Öznesi gizli mısralara…

 

Dudaklarını sundu bir zaman doktor

Erkekler öpüşmez diye öğretmişti annem

Bu öpüşme değil diye direndi bünyem

Direnmeyi seçtiğimde titredi kalbim

Vazgeçtim en sonunda olan her şeyden

 

Gözlerimi yakıyordu derin ışıklar

Kalabalık bir doktor topluluğu içinde

Sanıyorum yüreğimi açmışlar

Kalp krizi diyorlar kendi hallerinde

Birisi “Gözlerini açtı” diye seslenirken

 

Kaç gün geçti aradan hatırlamıyorum

Ne gelen vardı nede giden

Adımı isimsiz diye yazdıklarını duydum hemşireden

Ben isimsiz değilim diye seslendim içimden

Kalp atışım hızlandı istemeden

 

Geçen günlerin ardından doldurdum bütün boşlukları

Unuttuğum  hatıraları yeniden hatırlama telaşındayım

Umuda ışık tutuyor İsrafil

“Daha var sur’a üflemeye

Daha var” diyor…

 

Ömrümü güftelediğim gözlerinde

Sessizce beklerken

Umutları asıp gözbebeğine

Bir intihar demliyorum

Her şey bitti diye…

 

Âdem Efiloğlu

 

Not: Kahır mektubu sondan bir önce…

( Kahır Mektupları - Soğuk Tebessüm 6 başlıklı yazı AdemEFİLOĞLU tarafından 15.07.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu