Mümin bilir ki hayatı kurana göre ayarlanmamışsa her şey haraptır. Hele öyle yıkık ve haraptır ki hayatlar başkalarına el açıp dilencilikten hiçbir zaman kurtulamazlar. Bilir ki Kuran kâinatı terk ettiğinde kâinat yıkılıp gidecektir. İnsanlık için en muazzam hayat kuran ile soluk alınan hayattır.
Mümin Allahın huzurunda güçlü bir imana sahip
her an onunla olmanın huzur ile olmanın şerefi onuru ile Allah’ın gücünü gereği
gibi takdir edebilen ve O’na yakın olan müminler gibidir, Allah’ın kendileri
için yarattığı her olayda tevekküllü davranır ve her şeyde mutlaka hayır
olduğuna inanırlar.
Tam olarak iman edemeyen, Allah’a gereği gibi
teslim olamayan insanların yaşadıkları yıkım, üzüntü ve çaresizlik gibi
duygular, müminlerde görülmez. Müminler Allah’ın kendileri için yarattığı
kaderden razıdırlar. Ve Kuran’da bildirilen:
(1)“… Belki, bir şey hoşunuza gitmez,
ama Allah onda çok hayır kılar.”
(Nisa Suresi, 19)
“… Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey,
sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir.
Allah bilir de siz bilmezsiniz.”
(Bakara Suresi, 216)
Üzülme! Üzülebiliyorsan bir kalbin var demektir. Kalpsizler
üzül(e)mezler ki. Ne mutlu sana ki, üzülebiliyorsun. Dokunan var demek ki
kalbine. Ya dokunulmasaydı kalbine. Ya hüznün gönül toprağını karmasına izin
verilmeseydi. Demek ki gözden çıkarılmadın. Demek ki sen hâlâ bir umut
tarlasısın.(1)
Hakk’a yönelen alınlarda nurdur iman ihlâs,
her gecenin ardında açan yeni bir sabahtır iman ve ihlâs mümin için. Hakikate
yürünen yollarda Mümin Allah ile Resul ile beraberdir o nurlu kutlu yolda,
yalnız değildir, yalnız olması da mümkün değildir. Bir yağmur altında ıslanan
tohumların renk renk filizlerinde yaşaması gibi imanın nur nur kalbine
damlaması hayat bulmasıdır bu yolda.
Gitsem diyorum, biraz ölsem kurtulsam bu
hayatta diyen inançsızlar gibi değildir mümin, bu hayatta iman yolunda gitsem
de Allah rızası Resulün rızası için şehit olsam da ölsem der ümit vardır.
Eskimiş tahta iskelenin en ucundaki, en ucundaki
kırılmaya yüz tutmuş tahtanın üstüne oturmuş, denizdeki nereye gittiklerini
bilmediği, bilmeyi de çok istemediği parlak renkli balıklara bakarken Allahın
büyüklüğünü düşünerek tefekküre dalar. Boş gözlerle bakmaz bakar ve görür
görülmesi gerekeni Allahın izni ve yardımı ile. Çaresizliğimde değil çareyi
sunan Rabbinin büyüklüğünde kereminde gözlerimden yaşlar boşalır aşk ile şevk
ile burcu burcu nur nur. Ölüm kokusunu içime çektiğimde korkmaz, hayallerin
kapılarından geri çevrilmeyeceğini bilmenin huzuru ile ölümü Allaha kavuşma
Resule kavuşma bildiği için korkmaz muştulu bir yolculuk bilir mümin. Ay
saklandığı yerden çıkıp da bulutların karalara büründüğü vakit, içimdeki sızı
esmaya tecelli olduğu anda nazar eyler Rahman mümin kuluna
MEHMET ALUÇ
ANKARA-SİNCAN
KAYNAK: