DUR, VEFASIZ!
Sürç-ü lîsan ettim diye çekip gitme
kaş çatarak
Vefâlı yâr bildim seni; alay etme
"öl" diyerek.
Seven kalbi üzmek niye, yüreğime dert
katarak
Dur, vicdansız! Kaldır beni! Ezip
geçme; "yol" diyerek.
Kırma hemen kalemini; söyle! De ki
"şudur suçun"
Gül toplamak bedel olsun, kaf
dağından, senin için
Gönlümde taht hazır iken; kırıp
dökmek, inat niçin?
Zehir sunma insafsızca; "derde
devâ", "bal" diyerek.
Yol yakınken vazgeç derim; sokma
nefret, kin araya
Dile destan bir sevdayı, gel, döndürme
maskaraya
Şu âlemde ölüm hariç, çare varken her yaraya
Son kez olsun, affet beni; gül yüzüme, "kal" diyerek.
Dilde hecem kasvet dolu; sitem düştü vâveylâya
Hayallerim vurgun yedi; hüzün aktı son şuâya
Zevk-ü sefân hiç dinmesin; buyur, bekle! Kal salâya
Üfle, dağıt...Aşktan geri, kalan
neyse; "kül" diyerek.
Yetmediyse diz çöktüğüm, gözde yaşım,
bunca mihnet
İşte kapı! Hiç durma git! Vermem artık
sana zahmet
Değil mi ki sabredene büyük nimet her
musibet
Kırsan dahi üzmem seni;
"Allah'ından bul" diyerek...
Mecit AKTÜRK