Söze dökmek ne zor,
bilemezsin…
Sıcaklığın güneş gibi
ısıtırken, gözlerin bağrımı delip geçerken; kıyamam ne gözünden süzülen bir
damla yaşına ne de canın yandığında dudaklarından dökülen tek bir feryadına.
Bir ömre sığdıramam
sen: Değil bir ömre hatta bir asıra…
Herkesin annesine
duyduğu sevgi özel ve kişiye dair, bilmez miyim; hiçbir duygu, hiçbir hazine
senden kıymetli değil, görmez miyim…
Ne kadar kifayetsizim
sevgimi anlatırken, nasıl yetersiz sözcüklerim dilimden dökülen; bilemezsin
anne.
Hep gurur duydun
benimle; hep ilk göz ağrındım, hala da öyleyim ama dedim ya ilk göz ağrındım ve
çok kere de başını ağrıttım. Neler ummuştum oysa kendime dair, neler ummuştum
oysa bize dair.
Ayaklarının altına bir
dünya serebilecekken yetmedi gücüm. Hayallerimin peşinde koşarken, dalgalı
denizlerde yüzerken hep can simidim oldun.
Hep sendin benim ‘’Marko
Paşam.’’ Yeri geldi arkadaşım, yeri geldi sırdaşım ve daim kurtarıcım oldun
benim. Ahlarla, oflarla geçerken ömrüm, tesellisi sana düştü şu ahir ömrümün.
Kale gibi sağlam, derin bir siper gibi güvenli ve dağlar gibi dimdiktin; ben
ise bir tepe olmayı bile beceremezken…
Yeri geldi kıskandılar
bağımızı, yeri geldi hayıflandılar, yeri geldi yerdiler; öyle ya benzemem
kimselere.
Gölgende yeşerdim,
sıcağında ısındım, kokuna büründüm. Ah, o kokun yok mu; metrelerce uzaktan bile
tanırım ‘’o anne kokunu.’’ Uzaklardan duyarım sesini, ayrı diyarlara düşsek
bile hissederim kalbinden geçenleri.
Gök mavisi gözlerin ne
zaman bulutlanıp, yağmur bıraksa parça parça olur kalbim.
Gözyaşın acımdır,
Vefan başımın tacıdır.
Neşen ilacımdır.
Ne zaman başımı dayasam
göğsüne, o küçük kız çocuğu olurum. Büyümedim gitti be annem; kemale erdi
yaşım, hem de binlerce kez ama saklıdır içimde hala, saçlarını ördüğün o küçük,
yaramaz kız.
Kıskancımdır bilirsin;
kimseleri ben gibi sevme ama ayıramazsın ki evlatlarını ve kızarsın bana, sana
her serzenişte bulunduğumda.
Öğretilerin yüreğimde
saklı, beynimde kazılı; öğütlerin baki. Ve nasihatlerin yol göstericim. Ya
duaların: Hep benimle. Hep benimle kal, ömrümün sonuna kadar. Senin ışığın tek
kılavuzum hayat denen bu labirentte. Bunu bilir, bunu söylerim.
Ben sensiz bir hiçim.
Kimseler de benzemem, iyi bilirsin…
Bir daha gelsem şu
sefil dünyaya, yine bucağında olmak isterdim. Hep korudun, kolladın beni.
Büyümek istemiyorum asla; koca bir yalan, çoktan büyüdüm oysa ama istemedim ki
büyümeyi.
Sen bana, emanetisin
babamın ve Yaradan’ın en güzel armağanısın.
Çok şeyden feragat
etsem de bu güne değin; ne senden geçerim ne de dualarından. Anımı yaşanır
kılan, yolumu aydınlatan varlığın daim olsun. Bana her seslenişin, her adımı
çağrışın kâinattaki en anlamlı, en ahenkli melodi tınısında akseder kulağıma.
Ve yüzün; bu güne değin
resmedilmiş en güzel portrelerden değerli.
Deniz gözlerin hep
parlasın sevginin ve evlatlarının ışığında.
Sen her şeyimsin, Yaradan’dan
sonra…