Gidişinin ardından bulabildiğim tüm sorulara düşüncelerinden bir parça kopartıp , en merhametli cevabı zihnimde canlandırıp , başımı yokluğunun diz’lerine yas/lamak istiyorum. Sen’den kalma kestiremediğim günahlarımla , yorgunluğumun üstüme üstüme gelen bitmek bilmeyen başağrılarıyla , tevazüden kalma şiir miktarı kadar çay demlemek istiyorum gidişine...
Hayatın parçalarını nasıl birleştireceğim konusunda en ufak bi fikrim bile yok.Ucu yanık paslanmış bir hikayeye neresinden son verilebilir ki , hangi kareden çıksam yanlış yerde patlıyor bomba , yanlış yerde kabuk bağlıyor hayat’ların yaşanmışlıkları ve sen bunları bilemeyeceksin , göremeyeceksin , duyamayacaksın.Oysa ki durduğun yerden geriye dönüp baksan , baksan rüzgar düşürecek dilimin ucunda biriken tüm suskunluklarımı , başı ağrılı ızdırapların kanları bulanacak bembeyaz sayfalara , kirlenecek gömleklerin bembeyaz yakaları , bakışların donacak , özlemlerin ağrıları saplanacak göz bebeklerine , semasında çürüteceksin benden kal/ma hasretinin iz’lerini , kimsesizlik yüklü vagonların ardı arkası gelmeyecek artık , ölü düşlerde yaşayacaksın ,canlanacaksın , hayatının kesik bölümleri yankılanacak Eylül’lerde , eylül dedim de ; şehrin sohbaharında , loş ışıkların altında dans etmeliydi vedalı bakışların , her yaprak rüzgar sesine alkış tutmalıydı gidişine , eylül dedim de , eylül’de yok olmalıydın ! Sonra yokluğunla demlenmiş çay içmeliydim , küfürler saçıp yalınlaştırmalıydım , sancılı başıma belalar açmalıydım , öldürmeliydin eylül’ü !!!
Bir kadının son hicaz sözlerini odanın küflü kokusu gibi yerlere saçılmış kristal parçalarını özenle toplamalısın , uzaktan seviyormuşcasına.....
Hayat ; bir çocuğun hıçkırıklarla boğulurcasına yutkunamadığı bir lokma , dalına tutunamadığı bir yaprak , rüzgarda savrulan tozdu. Gittin ya şimdi , peşi sıra devrik cümleleri diziceğim kırmızı halı serilmişcesine ve sana her defasında gelmeyeceğim...
Hadi kalk ; tak yakana inatçı bi gülümseme , asaletin çocuğusun sen kızım ! Devir o devrik cümleleri , diz kurallı cümleleri , zincirleme takı tamlamasına ödenek ol , eksiltili cümlelerin sonsuzunda ; belirtisiz isim tamlamalarında kendini heba etme ....
Ve ben , ölü yatan umutlarımın kasıklarındaki pire kadar mutluluyum