Sevdalı
şarkılar dinlerdik
Sevgi
dolu şiirler okurduk
Kendimizden
geçerdik
Ne de
güzel geçerdi zaman
Zaman
olurduk
Umursamazdık
hiçbir şeyi
Gönül
limanımıza
Dertler
hüzünler uğramazdı
Mutluluk
türküleri söylerdik
Halay
çekerdi duygularımız
Mest
olurduk mutluluktan
Bakışlarımız
yeterdi derdimizi anlatmaya
Bir top
mermiyi bile etkisiz hale getirirdi
Bir
bakışımız
Kendimizden
haberimiz olmazdı
Sarhoş
olurduk aşkımızdan
Sevgiyi
yudumlarken gözlerimiz
Hiçbir
şeye aldırmazdık
Ne kışın
soğukluğu
Ne de
memlekette pahalılık had safhadaymış
Simitçi
bakıyorsa yedi nüfusa
Akıyorsa
sokak çocukların gözyaşları
Minik
Ayşe’nin babası yoksa
Annesiz
ağlıyorsa Ahmet
Bize
ne…?
Aşkımızdan
başkasını görmezdi gözlerimiz
Bir
ekmek iç,in kavga edenlere gülerdik
Şemsiyesiz
dolaşanlarla dalga geçerdik
Hamalın
sırtından azmı meyve aşırdık
Ya
çaldığımız evlerin zilleri
Elmaları
erikleri incirleri
Az mı
dağıttık çocuklara
Az mı
düştük karakola ellerimiz kelepçeli
Gece geç
saatlerde
Pencerene
çakıl taşları atarken
Az mı
peşimden koştu mahallenin bekçisi
Az mı
sabahlardım kaldırımlarda
Annem az
mı kapattı kapıyı yüzüme
Ben
duvardan atlardım
Yazın
bahçede kışın kömürlükte
Az mı
sabahladım
Hiç
kimse anlam vermezdi davranışlarıma
Kimi
serseri
Kimi
ayyaş
Kimi de
mecnun derdi
Ama
umursamazdım hiç birini
Aklım
çalışmazdı bu söylenenlere
Aşktan
başkasına kafam çalışmıyordu
Velhasıl
seviyordum mecnun misali
Anlatılmaz
çılgınlıklar yapardık
Görenler
tencere yuvarlanmış derlerdi
Ne
bilirdim ki
Gümüş
tencereye bakır kapağın uymayacağı
Ne
fedakarlıklarla sevmiştik birbirimizi
Ne kolay
ayrıldık anlam vermeden
Şimdi
ağlamaktan başka bir şey gelmiyor
Görenler
bu kez acıyor halime
Nasıl
hesap vereceğim şimdi yüreğime
Ayrı
kaderlerin aynı yolcusuyuz
İkimizde
bedbaht ikimizde mutsuz
İkimizde
çaresiz
Az mı
sevdik biz
Gülün
kokusu senin kokundu
Senin
yokluğun ölüm korkusuydu
Uğruna
yaşayacak kadar sevdim seni
Sevdik
ama ayrıldık
Ayrıldık
ama unutmadık
Sevgimiz
o kadar büyük ki
Bir
ucunu da mahşere bağladık…