Ruhumun beliklerini çözdüm bu gece.
Kalabalıklara yol verdim bu gece...
Gölgem/ ay ışığını temaşa ederken,
Özgürlüğe doğru yol aldım bu gece...
Zerrelerden ışıklar kalbe nüfuz ederken,
Dilimden dökülenler sükuta dönüşürken,
Ellerim yıldızlara ulaşsın isterken,
Haykırışlarımı/ gözyaşım esir etti bu gece...
Kanayan yaralar kabuk bağlar mı?
Gönül ateşi hiç çağlayana kanar mı?
Bu aciz kulu da köle sayar mı?
Aşkın deruniyle el açtım bu gece...
Hayat binasında onlarca pencere varmış
Güneşini arayan nice gözler varmış,
Yanlış yerden bakana/ güneş kar eyler miymiş?
Aydınlığa doğru keşfe çıktım bu gece...
Yamamak istedim gönüldeki tüm yırtıkları,
Tuttuğum iğnenin ipleri kısa imiş,
Onarmak istedim tüm kırıkları
Can-ı /Cebbar’ın yanında buldum bu gece...
Dokunmuş ipekmiş sanki yorulan tenim,
Aynaların tümünde gerçek değil zahirim...
Deli dalgalara çırpınışmış sözlerim,
Fanilik belgemi aldım bu gece...
NİLÜFER ZONTUL AKTAŞ