Her gün yeni yeni skandallarla sarsılıyoruz.
Bu skandallar en güzide kurum ve kuruluşlarımızı bile zor durumda bırakıyor.
Yaşadığımız şu yakın sürece bir bakın.
Devletin önemli kurum, kuruluş ve kademelerindeki bazı kişiler maalesef suç örgütleriyle içli dışlı.
Kimi uyuşturucu baronlarıyla.
Kimi çetelerle.
Kimi terör örgütleriyle.
Kimi mafya gruplarıyla
Kimi katillerle.
Kimi ajanlarla
Kimi yolsuzluk şebekeleriyle vb.
Bu tür yapılanmalarla ülkede elbette huzur sağlanamaz, sağlanamıyor da.
Çünkü önlenmeye çalışılan suç örgütleri ve uzantıları devletin kurum ve kuruluşlarının içine sızmış.
Siz ne kadar tedbir almaya çalışırsanız çalışın suç örgütleri sizden önce tedbiri alıyor.
Böylece yapılan operasyonlar köklü çözüm getirmiyor, neticesiz kalıyor.
Kalıyor çünkü suç örgütlerinin kolları her tarafı sarmış.
Sizin önlemlerinize karşı onlar gerekli önlemleri daha önceden almış oluyorlar.
Birbirlerini kolluyorlar, koruyorlar.
Önlemlerin başarılı olması için bütün kişi, kurum ve kuruluşlar bu tip suç örgütlerine bulaşanları içlerinden temizlemek zorunda.
Kim olursa olsun görevi dışındaki gayri kanuni işlerle meşgul olanlara rıza gösterilmemelidir.
Gösterenlere de asla müsamaha edilmemelidir.
Kısaca ülke çapında görev kirliliğine son verilmelidir.
Her kişi ve kurum millete karşı sorumlu olduğunun farkında olmalıdır.
Bulunduğu mevki kimsenin babasının malı da değildir tabulu malı da.
Bunların kendilerine halkımızın emaneti olduğunu unutmamalıdır.
Ülkemizdeki bu kirlenmeden ne yazık ki çoğunlukla masum insanlar zarar görmektedir.
Suç işleyenlerin ve usulsüzlük yapanların yaptıkları genellikle yanlarına kâr kalmaktadır.
Çünkü onların kolları çok uzundur.
Ellerinden tutanları ve koruyanları her yerde mevcuttur.
Hatta gayri resmi de olsa dokunulmazlıkları vardır.
Onlara dokunanlar cayır cayır yakılır kimsenin ruhu duymaz.
Yanan yandığıyla kalır.
Birçok alanda açılıma ihtiyaç olduğu kesindir.
Ancak bu alanda da acilen önemli açılımlara ihtiyaç vardır.
Bu açılım da topyekûn temizlenme açılımı olmalıdır.
( Temizlenme Açılımı başlıklı yazı İ.Sarıçay tarafından 3.10.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu