Güçlü olmak,
dünyanın en güç işidir. Ekonomik gücünüz olur, göz dikenin haddi hesabı olmaz. Dededen
kaldıysa, mirasyedi, şımarık çocuksunuzdur. Çok çalışıp biraz da şans kapınızı
çalmışsa, yok canım kesin çalmışsınız dır ya da vardır bir hinlik. Hanım
tarafından olursa az bir şeyler, zaten çocukluğunda bile kızlarla oynardı
kılıbık, erkek adama yakışır mı?
Dostluklar
ve de düşmanlıklar gerçek yüzlerini çıkarlar söz konusu olduğunda gösterirler. Her
siyasi partinin tabanını oluşturan guruplar, lobiler, STK’lar, yazılı, görsel,
sosyal medya, çeşitli ekonomik ve istihbarı çevreler, kanaat önderleri,
cemaatler, tarikatlar olmazsa olmaz olgulardır. Teşkilat yapılanmaları, şekil
yapılarının ötesinde bu oluşumların açık yahut perde arkası toplumsal, ekonomik,
istihbarat ve dahi öğreti desteklerini
alırlar. İstihbarat desteği, desteklenen parti gurubuna daha çok kamuoyu
oluşturulmasında güven vermek, pek tabii rakip parti guruplarına da en azından kısmi
psikolojik harp yöntemlerini uygulama amaçlı gerçekleşir.
Ancak,
burada bilinmesi gereken şudur ki, profesyonellikten uzak kalmamak koşuluyla bir
siyasi örgütün iktidar olabilmesi için uygulanan tüm bu yöntemler son derece
olağan metotlardır. Kaldı ki, en ufak acemilik, her an karşı koz bekleyen
rakiplerin oy hanelerine artı puan olarak yansıyacaktır.
Seçim arifesinde
kendini gösteren aday adaylığı, partiler iktidar yahut muhalefet olduklarında
da devam eder. Ne zamana kadar? Her bir aday adayları sırasıyla aday ve
seçilmiş asıl olana dek. Bu yarış bitmez ve sürekli devam eder. Zaten bitmiş
olsa, her siyasetçi kaybettiğinde küsüp otursa, bir müddet sonra ‘su kokar’ ve
o parti kapısına kilidi asmak zorunda kalır. Bu sebepledir ki, siyaset ilmini
bilen bir siyasetçi asla küsmez.
Israrla
başarma odaklı bir siyaset anlayışı, günü geldiğinde mutlaka iktidar olacaktır.
Ve işte o zaman hem çocukları hem de yetişkinleri kucaklama enginliğine sahip
bir aile büyüğü olmayı hak edecektir.
Çocuk
kalbi, yetişkin aklına sahip olmaktır, küsmemek.
Esen kalın.