Ben sensiz ne haldeyim bu onun ifadesidir. Kim nasıl anlıyorsa anlasın. Bırak kanasın herkes. Akıtsın zehrini.
Sanadır bütün iştiyakım, yoksa başkasına böyle yazmak ne hakkım! Affola halim, hoş görüle tavrım, şen ola canım, açık ola bahtım senden yana. Senden gelmeyen cefa cefa mıdır? Senden sadır etmeyen gülümseme gülümseme midir şimdi? Sen varsan alem güzeldir, yaşam yaşanmaya değerdir, kafa güzeldir. Sen yoksan alemi yele ver gitsin, yaşamın da üstü kalsın.
Kelimelerin sınırı yok, haddi yok kalpten gelen sözlerin,
mantık aramayın burada, hatayı bulmayın, sorgulamayın nedenini. Mutluluk kadar
mutsuzluk da insana aittir. Aşk kadar aşksızlık da… Umut kadar umutsuzluk da,
güzellik kadar çirkinlik de.
Ve küfür de insana aittir edemediğim. Sevmek de aşka dâhildir sevilmek de! Kıskanmak da dâhildir kavga etmek de!
Kazan kazan kaynayan kelimeler var beynimde, kezzap kezzap
dizelerim var yüreğimde, ses tellerimde güle öten bülbüller var ve gözlerimde
cana batan gamzeler var.
İsyanım var herkese itirazım, postam var, kapağım. Ne de
yalpağım bugün, ne de sapağım. Uzak durun benden vebalıyım, üzerinize olur
bütün vebalim!
Dokunmayın bana, el uzatmayın, acımayın ve de dalga geçmeyin.
Hal beyanım berbat, mal beyanım yok, kalp beyanım çökmüş. Bir enkazın
karşındasınız. Neyi kurtaracaksınız? Yıkıntıların arasındayım, etim kemiğim
canım kanım. Aklım fikrim, aşkım meşkim… Gülerim size, ben o enkazın tamamıyım.
Aramayın beni, sesimi duymayın, gözüme bakmayın, elime dokunmayın. Fikrime
taraftar olmayın hissime karşılık vermeyin. Ben olmayın.
Senlikteyim ben, şenlik içinde olmayı arzu ederken,
hiçlikteyim. Benlikten çıktım ben, senliğe vasıl oldum. Sende sensizliğe
koyuldum. Ne de yabansın, kuraksın, çoraksın. Yeşildim tazeydim hayattım oysa!
Bile isteye düştüm sen çölüne. Bile isteye geldim senliğe. Memnunun yokluklarından;
sevi-yorumunu demenden, özlü-yorumunu beklemekten, dokunu-yorumunu
hissetmemden…
Sana yolculuğa çıkan canım geride koyar kafesini. Geride
kocaman bir ben posası… Ben artığı… Cesedi… Kuşların kurtların yediği… Neyi
alacaksınız benden? Neyi çalacaksınız şimdi? Sizin olsun etim kemiğim.
Kadavranız olsun. Ruhum semalarda, aşklarda; hudutlarında geziniyor yaşamın,
gözü kara bahtı kara dolanıyor ömrüm ömrüne bir elalı yârin.
Uzak durun benden bu bir tehdittir. İkazdır. Veryansındır
size, söz yaksındır sizi.
Ambargonuzu koyun bana! Kalp giriş çıkışlarımı kontrol altına
alın. Kaçak olmasın, mülteci ve firari… Kalmadı aklımın ayarı, dilimin sayarı
çoğaldı, kalbimin kayarı arttı.
Ayağı ökseye tutulmuş serçeyim bir kaçabilsem, bir saçabilsem
içimdeki küfürleri ortaya, bir kırabilsem bana hasret olan prangaları,
hasretten alabilsem kendimi, gidebilsem ardıma dönüp bakmadan…
Olacak ama kanadıkça olacak, ağladıkça, yandıkça olacak hem
yanmadan her şey çiğdir. Belki de yanma
safhasındayım, duyguların en dibindeyim Küçüğüm! İçimde hüzün akan nehirler var,
gözlerim yetmiyor yol vermeye bu yaşlara, sözlerim güdük kalıyor içimdeki bu
mağmayı ifraz etmeye. Sadece sancısını hissediyorum derinden, dipten gelen bir
acı dalgası dengemi bozuyor, ritmimi alt üst ediyor.
Mahvoluyorum her dakika, anım anıma uymuyor. Tükeniyor muyum,
yeniden doğuyor muyum bilmiyorum? Ne dersin Küçüğüm ölüyor muyum yaşıyor muyum
böyle?
Nerdesin Küçüğüm? Hani canın çok yandığında biri elini tutsun
istersin ya, öyleyim. Hani canın yanında biri olsun ister ya, öylesin işte.
Can veriyorum. Ellerimi son bir kez olsun sımsıkı tut Küçüğüm.
Yüreğimi son bir kez olsun sımsıcak öp Küçüğüm!
Gözlerini kapatma deme bana. Donuyorum yokluğunda. Gözlerimi bir kapatsam belki de sana uyanacağım ötede. Uyuyorum Küçüğüm. Nefes olma bana, can olma…