Kadınım, der demez ağlardı bir adam.
Ne teselli
vereni vardı ne gözyaşını silen.
Dağları yerinden
oynatırdı da gelir bir nazlı ceylana bir solgun papatyaya mahkûm
olurdu sonsuza değin!
Adam kadına
yanıktı, kadın adama kazıktı. Görenler bilenler derdi ki “Adama yazıktı.”
Kadınım, derdi adam hep, öylesine
içten, kalpten ve birden derdi ki, ne dert kalırdı ne illet! Oysa kadını çok
uzaklardaydı. Çok uzak gecelerde çok derin uykulardaydı. Adam teni gibi esmer
gecelerde cehennem gibi bir yalnızlıkta uykusuzdu.
Tasvire lüzum
yoktu. Adamın hali bir enkazdı.
“Sen başka ellere gittin ben kaldım yâd
ellerde,
Bu
onun hikâyesidir.
Yürek yanasıdır,
Parçalanasıdır.” diye söylenirdi her
zaman. Belli ki terklerdeydi, tekteydi. Ayrılık alın yazısı olmuştu, çekecekti elbet.
Yana yakıla, dona eriye yaşayacaktı. Düşe kalka bu ömrü tamamlayacaktı. Rezil
rüsva bir zamanda hüznün en dibinde içiyordu acıyı yudum yudum.
“Sen gittiğinden beri
Çiçekler açmıyor
Gel istersen
Hayat ol.”
Yudum yudum
içiyordu çileyi. Yarasın diyordu kadını, yokluğuyla… Yüreğini yarıyordu oysa
her söz. Giden ardına bile bakmaz, bu böyledir. Gölge olur biten bütün aşklar,
gözlerde başlar yaşlar. Hayal olur yüzler, işkence olur sözler. Adamın biri durup
durup özler olur. Ah dev gibi adamları cüce eden aşk! Yüce çınarı içten kemiren
mefhum, kalbi sekteye uğratan tıkanıklık!
“Kadınım
adamınım.” diye yazdı adam ve postaladı sevgiliye cepten. Aynı mesajı kaçıncı oluyordu atıyordu. Kadınım sözcüğündeki sahiplenme etkileyiciydi.
Adamınım ifadesi ise başlı başına bir silahtı. Oysa numarasını iptal etmişti
kadın. İzi yoktu hüznü çoktu. Silmişti belki de adamı rehberinden,
silinenlerdendi adam.
Kadınlar
kulağa hoş gelen söze bakardı. Adam bunu biliyordu lakin kadını yoktu. Erkekler
öyle miydi, göze hoş gelene bakardı.
Mesaj yağmuru
başladı. Tek yönlüydü mesajlar, cevabı yoktu, muhatabı…
“Ötesi yok inan
Başkası hiç…
Kadınım,
Senin sonsuza değin tek ad-soyadınım.
Doğduğunda kulağına fısıldananım.” Adam
olmayan bir sevdanın müdavimi olmuştu. Müptelasıydı kadının. Tiryakisi… Kadınım! ”diye devam etti adam mesajlarını
yazmaya. Her güne bir mesaj saklamıştı adam, her güne özel ve özlem dolu…
Olmadığını bile bile yazdı içindekini. Döke döke yazdı.
Bazen bir kişi
gelir ve krallığını ilan eder yüreğinizde. Bayrağını diker. Tapusunu alır
kalbinizin. Oturur. Burası bana aittir, benim ülkemdir, toprağımdır. Uzak durun
diye tavrını belli eder. Savaşırım gibi sever. Sonra bir gün terk edip giderdi.
Savaşarak fethedilen yürek terk edilirdi bir anda kolayca. Zafer mağlubiyete
dönerdi.
Böyleydi hali
adamın, duaya muhtaçtı. Son mesajını yazdı. Kontörü bitiyordu.
“Sensiz çevrimdışıyım bundan sonra / Bu aşkta
sen dışıyım kadınım”
Terkin terkiydi
adam.
Yalnızın teki…