Yaşanılması gereken ne varsa yaşanılır kaderde
Yaşarken çare aranır her derde
Yüce Allah bizimledir her yerde
Yaşarken düşünmeli mahşeride
Unutmamalı insanın bir ayağı yerde
Bir ayağında toprağa bastığı yerde
Dini yaşamalı tefekkürle teslimiyetle
İslam’ı anlatmalı dilin
Mutlulukla gülsün her daim gülün
Dualar için hep açılmalı elin
Rahmana yaklaşmak içinde gelin
Harama da uzanmasın elin
Telli duvaklı olsun mutlu olsun gelin
Yalan katmamalı her söze güzelliğe dilin
Harama uçkura yönelmesin sağlam olsun belin
Günahı tövbe ile delin
Rahmana Gül kokulu Resule koşarak gelin
Aşkla gönüller bakar öze
Harama bakmasın söyle göze
O zaman çıkarsın belki düze
İlkbahardan sonra yaklaşılır güze
Sürme ne güzel yakışıyor göze
Nefis şeytan düşmandır bize
Bizler her zaman lazımız biz bize
Gönüller iman ile kalsın her dem taze
Ruhu satmayalım şeytana satarsak oluruz kepaze
Rahman sorarsa hesap günü dünyada ne yaptın
Beni unuttun da hangi yollara saptın
Gece gündüz iyiliği unuttun kötülükle yattın
Sana verdiğim ömre ne kattın
Sen benim yanımda candın
Nefsine şeytana neden kandın
Verdiğim nimetlere neden Şükür’ü katmadın
Beni ve Resulümü neden hiç anmadın
Geceye gündüze yaza kışa bakarak neden ölümü hatırlamadın
Ölüm içinde neden hazırlık yapmadın
Neden emirlerime kulak asmadın
Kalbine de imanı neden katmadın
Mazlumlara neden kucak açmadın
Şeytan ve nefsine uyarak hep benden neden kaçtın
Bana gelmen için gününe gün ekledim ayıkmadın
Yangın alevlere düştün bekledim gelmedin bak işte yandın
Nefsine neden hemen kandın
Şimdi söyle hangi hüküm verilsin
Demedim mi kulum şeytana nefsine uyma peşinden gitme
Dillerin lal olamadı her şeyi çekmedin sineye
Dünya genişti gönlün neden dardı
Kin nefret tüm ruhunu neden sardı
Kışın başına yağan hep kardı
Dilinde düşüncen neden hep oldu bomboş lakırtı
Neden hep kucakladın namerdi
Beni unutmak için gayen hangi çıkardı
Mazlumları hep ağlattın durdun
Neden acılarla yürekleri doldurdun
Gül bahçesindeki mazlumları niçin soldurdun
Bak mazide kaldı o gencecik yılların
Sevgi ile neden hiç açılmadı kolların
Nedir yüreğinde kin ile yanar harın
Sana demediler mi ölüm ha bugün ha yarın
Neden bana dönmedi yolların
Bak hep nefretle soldurdun teni
Merhameti yüklemedin bedenine yükledin kini nefreti
Arayıp ta hiç bulmadın beni
Masumları demedim mi incitme unutmada beni
Gönlünü de sokma önüne geleni gideni
Bir gün demedin ki Rabbim bana
Şimdi karşımda titrersin yana yana
Peşinde koştukların işi bitince artık bakmaz ki sana
Etrafında yoklar baksana
Hep ortalığı karıştırdın çıkartın tantana
Bir imanlı kulumla yürümedin ki hiç yan yana
Dirlik vermedin kin kustun hep kana kana
Hep koştun bir o yana bir bu yana
Hiç nedense koşmadın ben ile Resulümden yana
O kadar dert verdim uslanmadın şimdi ne söyleyeyim sana
Kazandıkların hep çöl ve kurak
Hep kaçtın benden Resulüm'den güzellikler'den uzak
Şimdi dersinki Rabbim artık beni bırak
Seni dünyada tek başına bıraktım şimdi kaçamazsın ırak
Benim emrim olmadan kıpırdamaz ki bir yaprak
Dünyada acımadın ki neden beklersin acıma kendini acındırarak
Sana Resulüm demedi mi kavgayı bırak
Yetimlere masumlara bağırdın anırarak
Neden onlarla konuşmadın sesini alçaltarak
Niyetin az belirli olsaydı berrak
Hiç düşünmedin edemedin ki idrak
Hiç sallamadın barış için bayrak
Ne olurdu dünyada bir tebessüm bıraksaydın
Ne olurdu bir yetimin başını okşasaydın
Merhametle gülümseseydin
Bülbül gibi yârin bahçesinde ötseydin
Günde beş vakit secdede miraçla yanıma çıksaydın
Günaha dalmış olsan da bir gün tövbe ile kapımı çalsaydın
Hiç olmazsa cumadan cumaya benimle Müslümanlarla beraber olsaydın
Şeytanı bırakıp zalimlerin yanında olmasaydın
Keşke bana hiç şirk koşmasaydın
Yetimi güldürüp semada meleklerle yarışsaydın
Şimdi ettiğini çekeceksin sana gün aydın
Bundan sonrası sana kapkaranlık keşke bir defa gönülden beni ansaydın
Kötülüklerin içine azda olsa güzellikle gülümseme katsaydın
Diye sorarsa Rahman ne derim,ne deriz
Mehmet Aluç