Gül kokulu Resul sana muhtacız
Gül kokuna
muhtacız kaldık amaçsız
Sen ki kötü
söz söylemezsin sen değilsin anlayışsız
Bizler olduk
anlayışsız kör nankör anlamsız
Sen her
zaman ağır başlıydın
Her zaman
apaydın
Bizler yolundan
ayrıldık olamadık aydın
Gül kokulu
Resul
Sen umanı
ümitsizliğe düşürmedin
Yanına her
gelene yardım ettin
Her şeye
dikkat ettin
Zulüm altında
inleyenlerin yanında oldun
Hiç kimsenin
kusurunu aramadın
Seninle olanlar
hiç kalmadı yapayalnız
Af edici
idin hiç almadın intikam
Sana taş
atanlara taifliler etmedin beddua
Keşke Taif'te
olsaydık o an
Keşke o gün,
orada bir dev olsaydık
Sana değecek
taşlara bir siper olsaydık
Senin yerine
taşları bizler yeseydik
Bizim anlımıza o
taşlar değse İdi
Gül kokulu Resul
Ellere yapışan bir
taş olsaydık
Ellerden hiç
ayrılmasaydık
Ayaklarının altında
bastığın taş olsaydık
Olamadık
Yetişemedik
Af et bizleri
Rahmet
peygamberi idin
Mekke sanki bir dikenden çember olmuştu
Seni ve ashabını her taraftan daraltıyordu parçalıyordu
Sıcacık kumlara yatırılmış Hz. Bilal inim inlim inliyordu
işkence yapmaktan zevk alıyordu zalimler
Hz. Ammar'ın, Hz. Zinnire'nin ve Hz. Fukayha'nın iniltileri
Geceyi yırtan bu çığlıklar iniltiler mekkeyi bir deprem gibi
sallıyordu
Putperestler sessizce içlerinde sevinç duyuyorlardı utanmadan
uyuyorlardı
Hz. Bilal'le beraber Mekke'nin çocukları da
Allah bir, Allah bir diyorlardı
Hoşlarına gidiyordu bu söz, anlamını anlamasalar bile
Sen geceleri uyumuyordun
Kucakladın herkesi etrafına topladın şefkatinle güzelliğinle
gülüşünle
Gerçeğe
aykırı övgüyü kabul etmezdin
Sade kıyafet
giyer gösterişten hoşlanmazdın
Bizlerse gel
de gör tanıyamazsın
Sıkıntılı
hallerinde kabalaşmaz ve bağırmazdın
Oysa bizler
her şeye bağırıyor çağırıyoruz
Konuşurken adeta
çevresindekileri kuşatırdın
Bizlerse çevremizdekini
bırak şehrimizdekileri kaçırıyoruz
Kin ve
nefret dolu sözlerle bakışlarla
Kimseye
hakkında hayırlı olmayan bir söz söylemezdin
Oysa bizler
zan ve içinde yüzüyoruz
Kendi şahsın
için asla öfkelenmezdin öç almazdın
Senden bir
şey istendiğinde asla hayır demezdin
Kelimelerin tane
tane ve inci gibi idi hiç küsmezdin
Oysa bizler
küsmek için yarışıyoruz
Yanında en
son konuşanı ilk önce konuşan gibi dinlerdin
Halkın kullandığı
hiçbir kötü sözü kullanmamıştın
Her zaman
hüzünlü ve mütebessim bir halde dururdun
Fakirlerle
beraber yerdin öyle ki onlardan ayırt edilmezdin kendini
Oysa bizler
insanların fakir olması için gece gündüz çalışıyoruz
Sıradan
değildin ama sıradan insanlar gibi yaşardın
Oysa şimdi
bizler krallar gibi yaşıyoruz ama zindanlardayız
Hiç kimseyi
ne yüzüne nede arkasından kınardın
Oysa bizler
her anımızda herkesi kınıyor kendimizi devleştiriyoruz
Düşmanlarını
affetmekle kalmaz onlara değer verirdin
Bizler kardeşimize
değer vermeyen
Kalbini kıran
malında gözü olanlar olduk
Gereksiz
yere konuşmaz konuştuğunda da ne eksik nede fazla söz kullanırdın
Oysa bizler
şimdi papağan gibi boş sözler konuşur
Boş işlerin
peşinde koşuyoruz
Sana muhtacız
gül kokulu Resul
Yürürken
beraberindekilerin gerisinde yürürdün
İki yalına
salınmaz adımlarını geniş atardın
Yüksek bir
yerden iner gibi öne doğru eğilerek vakar ve sükûnetle yürürdün
Oysa biz hep
önde bizden büyüklere saygısı olmayan
Kendini sadece
düşünen zavallılar olduk
Çok
konuşmazdın öz ve hikmetli konuşurdun
Düşünceliydin
boş şeylerden yüz çevirirdin
Sana
muhtacız yolumuz yönümüzü şaşırdık
Göklerden gelen
kutlu daveti Kuranı unuttuk
Sadece ölülere
okuyoruz
Dünyaya
Gönül Vermedin
Biz sadece
dünya için çalışıyoruz
Dünya sana
sunuldu
Sen kabul
etmedin bile gül kokulu Resul
Kutlu doğum
haftanla yine seninleyiz
Yine seninle
doğmuş gibiyiz
Seni yeni
tanımış çocuklar gibi sevinçliyiz
Sana koşmak
için hazırız
Seninle soluk
alıyoruz
Hep seninleyiz
Kutlu doğum
haftana vesile olan kardeşlerimiz
Bizden önce
sana ulaştı
Sendeki tüm
güzelliği bizden önce gördüler
Senin gönderdiğin
selamı ulaştırmak için bu günü tertip ettiler
Onları komşun
kabul et
Bizleri de onların
bu güzelliğinden dolayı komşu kabul et
O heyecanla
bu günü tertip ettiler
Gördükleri güzelliklerini
bize anlatmak için
Sen cümlemizi
Ümmetin olarak kabul et gül Kokulu Resul
Mehmet Aluç