Geçmiş… İnsan neden bazen eskiye özlem duyar ki? Bu da binlerce cevaplanamayan soruların içinde olsa da, ben kendimce bir yanıt buldum aslında. Bir cevaptan ziyade bir fikir gibi gelebilir ama anlatmadan da duramadım.
Başımıza gelenlere her ne kadar tuhaf tepkiler versek de ‘’geçmiş’’ in içimizde bir yerde özel bir yeri vardır. Bugünkü durumumuz ister iyi ister kötü olsun her zaman geçmişe özlem duyarız. Ama olumsuzluklar yaşadığımızda daha fazla özleriz geçmişi. Acziyetinin her zaman bilincinde olan ve bunu çoğu zaman çaktırmayı sevmeyen insanlar olarak, zamanda yolculuk fikri bile yıllardır önemini korumayı başarmıştır…
Ben şahsen insaoğlunun zamanda yolculuk yapabileceğini zannetmiyorum… Güya parlak uydumuz olan Ay’a gidebilsek bile (ki gittiğimize kesinlikle inanmıyorum) en yakınımızdaki gezegen Mars’a bile gidemeyeceğiz ve güneş sistemimizden asla çıkamayacağız… Çünkü daha dünyada keşfedilmemiş birçok yer dururken bu kadar bilim kurgu gülünç geliyor bana. Bir belgeselde şöyle bir cümle duyduktan sonra daha fazlasını düşünmeye gerek kalmadı çünkü:
‘’Uzay hakkındaki bildiklerimiz, okyanusların derinlikleri hakkındaki bilgilerimizden daha fazla’’
Ama zaman yolculuğu ve geçmişimize gitme fikri, hoş bir fantezi geliyor çoğu zaman. En derin egolarımızı tatmin ediyor ve bitmek bilmeyen arzu ve isteklerimizin üstüne sanki bir bardak kahve ve bir dilim pasta gibi geliyor… Bencil ve nankör olarak yaratılmış insan nefsinin bu kadar uzak teknolojilere erişebileceği gerçekten mantıksız bir kurgu sadece. Ama günlük yaşamlarımızda bile sık sık dile getirdiğimiz ‘’keşke geçmişime dönsem’’ sözü aslında bir felaket sözü farkına varmadan söylediğimiz…
Şimdi bu kadar iddia ettiğim sözlerin açıklamalarına geçmek istiyorum müsaadenizle… Evvela hepimiz müslümanız Elhamdülillah! Allah’a gönülden inanan insanlar olarak, imanın altı şartından birisi olan ‘’kadere iman’’ ı hepimiz biliriz ve iman ederiz… Eğer ‘keşke geçmişime dönebilsem’’ dediğimizde haşa Yüce Yaratıcımıza;
‘’senin yarattığın kaderden memnun değilim, başıma her türlü bela sıkıntı geldi, hayatımı tekrardan yaşamak istiyorum’’
Demek oluyor ki açıkça ‘Şirk’ günahına girmiş oluyoruz. Allah’ın bize cüzi iradeler ve her zaman seçim şansı verdiği ömrümüzde, şimdiki içinde bulunduğunuz bütün durumlar bir önceki seçimlerimizin sonucudur. Yani geçmişe dönmeyi isteme hakkımız yoktur çünkü eğer kötü bir durumdaysak önceden bu kendi seçimimizle olmuştur.
Diğer bir husus da geçmişe gitmek hiçbir zaman bizim çıkarımıza olmaz, çünkü yaratılış itibarı ile biz ‘’sıkılan’’ ve ‘’bıkan’’ varlıklarız. Geçmişi tekrardan yaşamak, ya da geçmişe gidince bazı şeyleri düzeltebileceğine inanan insanlar sadece boş konuşuyor derim ben. Çünkü bankada sıra beklerken bile sıkıntıdan patlayan insanlar olarak, geçmişe tekrar dönüp aynı olayların başına geleceğini bildiği halde onlara en fazla bir ya da iki defa müdahale etme fırsatı bulur… ayrıca geçmişe gittiğimizde ilk müdahale ettiğimiz olaydan sonra bütün her şey sıfırlanacağı için yine hiçbir şey yapamayız ve bilemeyiz ki aslında hiç geçmişe gitmemiş gibi oluruz…
Fazla uzatmak istemiyorum. Üçüncü bir mevzu da eğer böyle bir fırsat olsaydı bile Cenab-ı Hak bunu bencil, nankör ve kendinden başka hiçbir şeyi düşünmeyen insanoğluna vermezdi. Yoksa herkes geçmişine gider, nefsinin bencilce bütün arzularına uygun değişiklikler yapardı. Böyle bir teknoloji var olsaydı bile bunu peygamberler bilir ve ümmetine bildirirdi. Ki Peygamber Efendimizin bizim için emrettiği bütün Hadis-i Şerifleri günümüz bilimi tarafından teker teker kanıtlanıyor. Örneğin ayakta bir şey yiyip içmemek, yemeğe su ile başlamak, mideyi tıka basa doldurmamak ve şu an aklıma gelmeyen binlercesi…
Kısacası biz geçmişi boşverelim. Öyle bir gün gelecek ki geçmişimiz sayfa sayfa önümüze açıldığı zaman, kendimizden ve geçmişimizden nefret edeceğiz….