Hacı İbram Ağa’lar, Türklerin elinden
çıktıktan sonra Mora yarımadasının doğusunda bulunan Menevşe kalesinden toplu
halde Kuşadası’na gelip yerleşmişlerdi. İlk zamanlar Ada’nın yerlileri
Moralılar’a Türkçeyi tam bilmedikleri için şüpheli gözlerle bakmışlar, onlara
kız vermemişler, hatta mezarlıklarını bile Türkmen’in karşısındaki deniz
kıyısında yaptırtmışlardı.
Zamanla halk Moralılar’a alışmış, kız alıp vermeler
başlamış, ilişkiler normalleşmişti. Arkasından Giritliler ve Selanikliler de
gelmişlerdi Kuşadası’na…
Hacı İbram Ağa, Osmanlı zamanında Ada’nın ilk belediye
başkanı oldu, üç dönem başkanlık yaptı. O sıralarda seçim yoktu, padişah
mührünü kime gönderirse Şehir Emini o olur, o insan bölgeyi idare ederdi.
Moralı Sarızade Hacı İbrahim Ağa başkanlığı zamanında
camilerde onarım işlerine girişmiş, hamam yaptırmış, fakir fukarayı gözetmiş,
Ticaret Odası’nda da önemli bir yere sahip olmuştu. Tüccarlıkla da uğraşmıştı.
***
Birgün Hacı İbrahim Ağa’nın Hacıfeyzullah Mahallesindeki
konaklarından birine bir kömürcü geldi. Ağanın bahçeli konakları,çay
odaları,sandık odaları,dadılar odaları bulunurdu. Konakta her gün fakiri
zengini konuk edilir,yemek yenir içilir,muhtaç insanlara yardım edilirdi.Gelen
kömürcüyü ağanın yardımcıları hemen hamama gönderdiler.Elbiseleri de
değiştirildi,yedirildi,içirildi.Kömürcü,kendisine gösterilen ilgiye
şaşırdı.Etrafındaki yoksul insanların gördükleri yardımları dikkatle
gözlemledi.Konaktan ayrılırken cebine harçlığı konuldu,uğurlandı.
Aradan bir müddet geçtikten sonra Hacı İbrahim Ağa’nın
konağına bir mektup geldi. Mektup Selçuk’un biraz ilerisindeki Belevi’nden
gönderilmişti:
“Hacı İbram Ağa’nın bilgisine; kömürcü kıyafetinde
konağınıza geldim. Amacım sizi kontrol etmek, ne yaptığınızı görmekti. Beni
hamama yolladınız,yedirdiniz,içirdiniz,giysilerimi değiştirdiniz. Sofranızda
çok sayıda yoksul insanın yiyip içtiğini, karınlarının doyurulduğunu
gözlemledim. Son derece memnun kaldım. Hakkınızda bir işlem yapmamaya karar
verdim. Saygılarımı sunarım. Allah’ın selamı üzerinize olsun. İmza: Çakırcalı
Mehmed Efe…”