Soma maden faciası milletimizi derinden sarsmıştır. Küçüğünden büyüğüne yetmiş yedi milyon vatandaşımızı yüreğinden yaralamıştır.  Soma faciasının sorumluları ve nedenleri ülke çapında tartışıla dursun, biz bu faciayı bahane ederek milletimize yeni acılar yaşatan ve yaşatmaya çalışan gelişmelere dikkat çekmeye çalışacağız.

Artık ülkemizin neresinde olursa olsun her acı hepimizin acısı olduğunu Soma maden faciası açık şekilde göstermiştir. Bu millet olma özelliklerimizi tekrar hatırladığımızın da bir emaresidir. Bazı dikenliğe devam eden marjinaller dışında.

Milletimiz Soma’daki maden faciası karşısındaki ağır travma ve acıları yaşarken birileri adeta yaralarımız üzerine tuz basmaya devam etmektedirler.

Soma’daki facianın yası bitmeden, Soma faciasını bahane edip İstanbul Ok meydanını Terörize eden bazı gruplar, iki masum vatandaşımızın hayatını kaybetmelerine vesile olmuşlardır.

Soma faciasını protesto etmek isteyenler elbette yasalar çerçevesinde protestolarını yapabilirler. Protesto etmek demokrasilerde her vatandaşın en doğal hakkıdır. Fakat daha cenazeler maden ocağından çıkarılıp defnedilmeden başlayan, cenaze yakınları yas figan içerisindeyken, yaslara yeni yaslar ekleme niteliğindeki gösteriler, medeni ülkelerde eşi benzeri olmayan gösterilerdir. Hangi medeni ülkede böyle facia ve kazalar karşısında elde bomba ve silahlarla sokaklara çıkıp protesto edildiği görülmüştür.

Görülse bile asayişi sağlamak için ilgili ülke hemen gereğini yapmıştır. Yakın geçmişte Almanya’nın Hamburg kentindeki yakmalı yıkmalı protestoları bir hatırlayın. Almanya Hamburg’da meydana gelen yakmaya yıkmaya dayalı protesto gösterilerinde, hemen Hamburg’u yasak bölge ilan ederek, her türlü tedbiri almış ve ateşi yerinde söndürmüştür. Dünyanın hiçbir ülkesinden de en ufak bir ses çıkmamıştır.

İstanbul Ok meydanında yapılan gösteriler sırasında masum vatandaşlarımızın hayatını kaybetmesine neden olan kurşunların hangi namludan çıktığı bir tarafa, bu terör olaylarını oluşturan karanlık maşaları tutanların acil olarak ifşa edilmesi gerekir. Perde gerisindekiler kim olursa olsun bir an önce aydınlığa çıkarılmalıdır. Bunlar karanlık dehlizlerde kaldığı müddetçe Türk halkına huzur yoktur.

Ok meydanında kızıl maskeler takarak sokaklara çıkan bu kontrolsüz grupları sokağa dökenlerin, uyguladıkları taktikler bilinmeyen taktikler değildir. Dikkat edin bu olaylarda ölen masum vatandaşlarımızın alevi kökenli olması amacın da ne olduğu konusunda şüphe bırakmayacak kadar açıktır. Açıkça ifade edelim. Buradaki amaç tekrar tekrar deneyip de başaramadıkları Alevi Sünni çatışmasıdır. Yani Türkiye’yi Suriyeleştirmektir.

Bu kaçıncı denemedir bilmiyorum ama bundan da sonuç alamayacakları aşikârdır. Şahit olduğumuz gibi Ok meydanında hayatını kaybeden vatandaşlarımızın cenaze töreninde cenaze yakınları slogan atan bazı gruplara sert tepki göstermişlerdir. Çünkü artık milletimiz bu şer odaklarının, şer senaryolarını yakından tanıyor, oyunlarını bozuyor. Buna rağmen tekrar tekrar bu oyunları sahneye sürüyorlar. Bu karanlık senaryolara karşı halkımız artık uyanmıştır.

Ancak acılar çekmeye ve çektirilmeye de devam edilmektedir. Onun için içten ve dıştan kontrollü şer odakları, milletimiz yas tutarken bile bunu fırsat bilip, yas üstüne yas ekliyorlar, eklemeye çalışıyorlar. Durmadan usanmadan yaralarımız üzerine inadına tuz basıyorlar, kanırtıyorlar, acıtıyorlar, yürekleri parçalayıp yakıyorlar, ocakları söndürmeye devam ediyorlar.

İnsanda biraz insaf olur, vicdan olur, insanlık değerlerinden bir katre olsun nasibi olanın, şu Soma faciası yaşanırken olsun yaslı halkımıza saygı gösterir. Ne acıdır ki milletimize yasını bile tutmayı çok görüyorlar.

Şu hususu da belirtmeden geçmeyelim. İktidarıyla muhalefetiyle, sağcısıyla solcusuyla, inananıyla inanmayanıyla, Alevi’siyle Sünni’siyle,  Türk’üyle Kürt’üyle, sivil toplum kuruluşlarıyla ferdiyle, kısaca bütün toplum kesimleriyle bekamıza yönelik bu saldırılara karşı top yekûn karşı durmanın vakti geldi de geçiyor bile. 

Unutmayalım ki bu ülke hepimizindir. Ülkemizin başına gelebilecek her felaket, her facia, her kaza, her acı, her kriz hepimizi derinden etkiliyor.

Birimize yapılan bir saldırının hepimize yapıldığını ne acıdır ki yaşayarak öğreniyoruz. Netice itibariyle millet olarak vücudumuza yara açılmasına fırsat verdikçe, yaralarımıza tuz basmaya namzet, yerli yabancı birçok şer odağının olduğunu da görüyoruz.

( Yaramıza Tuz Basıyorlar başlıklı yazı İ.Sarıçay tarafından 26.05.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu