Kandı
Bir yudum berrak suda
Pınarından kaynadı süzüldü damarında
Burçlarına tırmandı döküldü güzeyinden
Çağlayan oldu coştu
Hem de el değmeden
İçti kana kana
Candı
Çimlerde koşan çocuktu
Görünmüyordu uçurtmasının kuyruğu
Kanatlarında melodi
Göğsünde bağlı misinası huzurlu ritmi
Yorgun bedenin son çeyreği
Dinledi sessizliği
Tandı
Sildi yaşlarını
İlacı teninde saklı gülüşü yasaklı
Temizledi her nefeste nükseden yarayı
Sundu yediveren ikliminde bağbanı
Uçurdu kırlangıç ağıtlarını
Sildi çizilen münzevi resmi
Dündü
Gülümsedi hasretine
Su tutuştu martının çığlığında
Boğuldu özlemin soğuk denizinde
Bekledi vakarla şişirip
yelkenleri
Yer açtı aşka güvertesinde
Yandı
Yol almak vardı maviye
Gözleri ufukta tükenmişti nemi
Gelmiyordu pusulası bozuk yelkenli
Üşümüştü aysberge çarptığında mavna
Lal değdi diline
Tündü
Songül Bulut