Bir başka ağızdan çıkan tek bir kelime neyi yansıtabilir sizce? Fikrini söyleyenin bakış açısını mı, sizin göremediğinizi mi yoksa farkındalığı mı?

 

Tek bir sözcükten kasıt; sadece üç beş harften teşkil eden basit bir dilbilgisi bütünü.

 

Diğer yandan yüksek volümlü bir çağrışım gerçeği irdeleyen, göremediğiniz ama sizin gerçeğiniz bir başkası tarafından yansıtılan.

 

Hele ki sözün sahibi kıymet verdiğiniz bir zat ise nasıl da pekişecektir anlam ve muhteviyat itibariyle.

 

Sayısız kavşak karşımıza çıkan en az benim karşılaştıklarım nispetinde. Kısaca bir dönüm noktası. Hele ki düşünce yapınız, sorgulama mekanizmanız farklı bir seyir izliyorsa süreç daha büyük bir ivme ile kat ve kat hızlanacaktır.

 

Sonucun nasıl bir gidişata sürüklendiği ise ayrı bir komplikasyon. Zira burada kast ettiğim sonuç değil bu yola sevk eden ayrıntılar.

 

İstediğiniz kadar kurcalayın ve hatta alın elinize bir çomak ve arı kovanına sokup tüm arı sülalesinin rahatını kaçırın. Emin olabilirsiniz ki göremediğiniz ve emin olamadığınız ne varsa ki ömür boyu kafa patlatmış olsanız bile, karşı taraftan akseden tek bir sihirli kelime nasıl da tüm binayı temelinden sarsıp yeni baştan inşa etmenize sebebiyet verecektir. Kısaca sonuç odaklı değil bu süreç tamamen sizi o yöne sevk eden ışık.

 

Diyelim ki uzun bir yolculuğa çıktınız ve tabelaların seyrine göre ilerliyorsunuz. Kırk kilometre, yirmi kilometre derken hedef noktaya varmanıza az kaldı ve saatlerdir de yoldasınız. Ve aniden yol kenarında ilerleyen bir yabancı sizi uyarıyor:

-Yanlış yola sapmışsınız!

 

Tek bir uyarı ile aniden açılıyor gözleriniz ve görüyorsunuz ki onca zaman boş yere direksiyon sallamışsınız. Tüm emek, tüm çaba suya düşüyor bir anda. Ve rotayı değiştiriyorsunuz.

 

Net olan şu ki; gözünüzdeki perde haricinizdeki biri tarafından kaldırılıp yeni bir farkındalık kazanmalısınız.

 

Bizler ve yakınımızda uzağımızda kim varsa; sevdiğiniz, değer verdiğiniz ve önemsediğiniz…

 

Kısaca zaman ve mekân boyutu olmaksızın herhangi bir anda bir şekilde tecelli eden.

 

İlahi Güç öylesine muazzam bir yapıda ki inanç ve O’nun varlığının muhteviyatı an geliyor ve beklenmedik bir anda tecelli ediyor.

 

Duaların, ruhsal etkileşimin ve inancın güzelliği işte tam da bu noktada kendini belli etmekte. Sonsuzluğa yayılmış ve tüm kâinatı aydınlatan sönmeyen bir ışık ve öylesine bir seyir izlemekte ki payımıza düşeni alıyoruz tüm çıplaklığı ile.

 

Hangi bilim dalı ile ilişkilendirmek istiyorsanız, elbette farklı kuramlara göre farklı açılımlar belirecektir önümüzde.

 

Sosyolojik açıdan birey ve toplum arası etkileşim ile ilişkilendirebilirsiniz. İsterseniz psikolojik bağlamda Freuden teoriyi baz alın ve derin bir analiz yapın. Ama inanın ki vereceğiniz nokta aynı.

 

Hayatta her şeyin bir vakti zamanı var ve bize düşen aklımızı ve gönül gözümüzü açık tutup maneviyatımızın yörüngesini belirleyen İlahi Gücü gerçek anlamda duyumsayıp doğruyu ve güzeli bulup, odaklanmak.

 

Kader çizgisi inanılmaz ve yegâne belirleyicimiz ama bu da demek değil ki hiçbir gayret ve çaba göstermeden oturup bir mucize bekleyeceğiz.

 

Yaratan’ın ‘’oku’’ emri en büyük belirteç olacak ki her geçen dakikada kendimize ve çevremize faydalı olalım.

 

Sorumlu olduğumuz benliğimiz aynı oranda göstereceğimiz uğraş ve mücadele sayesinde eninde sonunda doğruyu bulmamıza da vesile olacaktır.

 

Yaptığımız her ne ise sadece Allah rızası için gerek ömre yayılı gerekse dini açıdan. İçinde bulunduğumuz Ramazan ayı ise buna en güzel ve en anlamlı vesile.

 

Ve sayısız vesile bize sunulan ve sorumlu olduğumuz tüm vecibeler.

 

Tüm farkındalıklarımız, tüm arayışlarımız ve ne varsa sorumlu olduğumuz en başta maneviyatımız.

 

Bizi biz yapmaya sevk eden, hayatı yaşanır hale getiren ne varsa; sevginin ve inancın ışığında ve tamamen iç sesimizin eşliğinde her ne kadar dış sesler rahatsızlık yaratsa da…

 

Işığınız hiç sönmesin…

 

( Işığınız Hiç Sönmesin başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 1.07.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu