Uyandığımda sabah ışık erimiş sanki
Güneş tutuklanmıştı semanın dehlizinde
Ruhunu çizebilsem kainatın o anki
Çizebilsem dünyayı bir bebeğin dizinde
Size de gösterirdim kanımın yandığını
İçimde tüm tarihin birden uyandığını
İki dağ arasında kalmış bir nehir gibi
Akarken denizlere kah durdum kah çağladım
Geceleyin ansızın tutulan mehir gibi
Şavkımı yıldızların kuyruğuna bağladım
Bir gün fırtına vurdu bir gün kara tutuldum
Kayboldum yokluğumda; kendimi yokta buldum
Hangi elde ellerim hangi göz görür beni
Medet desem cinlere bir dala konar mıyım
Ölülerin sırtından parçalasam kefeni
Ben de yalan dünyada bir kere onar mıyım
Terleyen yüreğimi kuruttum göğe asıp
Bu hülyayla yürüdüm kendi izime basıp
Kaç zamandır yalnızım yok ki kapımı çalan
Balkondan umudumu attım sonsuza doğru
Bir yudum çaya düştüm; en son aklımda kalan
Geçmişimi bırakıp yattım sonsuza doğru
Haydi beni de sayın bir ben iki ben üç ben
Bakın yine unuttum sahi kimdi beklenen
Şimdi tutsam annemin sihirli eteğinden
Gitsem çocukluğumun kaygısız günlerine
Sızsam bakır bir tasa bu şehrin peteğinden
Uçursa sevincimi kırık leblebi yine
Şırıl şırıl mutluluk akarken kör dereden
Kurtulabilse ruhum artık şu cendereden