“Sen Sarıkamış’ı gördün mü kedi?”
İyi bak burada savaş neyledi.
Aç, sefil, çürümüş yürüyen beden
Ne isyan eyledi, ne de ah dedi.
Düşman ateşiyle yanıyordu kar,
Donmuş bedenlerden oluşmuş duvar,
Kaputsuz, ceketsiz saçlarda kehle,
Sefalet, ölümden soğuk canavar.
Yaşları on yedi, on sekiz daha.
Bilinmez kaç kişi varmaz sabaha,
Kopan bacağıyla donan eliyle
Yalvarır korkusuz dille Allah’a.
Karşıda susmuyor Rus makineli,
Tekbir getiriyor kurumuş dili,
Öpmen gerekmez mi demir namluya
Donarak yapışmış mübarek eli.
Allahuekber’de olup biteni,
Anlatan olmadı, buz tutmuş teni.
Doğayla savaşı kaybetti asker
Dökülür üstünden yazlık keteni.
“Sen Sarıkamış’ı gördün mü kedi?”
Orada yaşandı bir trajedi.
Coşari gönlüne gömdü minnetle
Can pazarındaki şanlı şehidi.
İbrahim COŞAR