Güneş huzursuz doğar yeni güne
Dur diyemiyor insan yere düşen takvimlere
Çağ atladı kederler gelecek zamana
Sağ çıkan yok zamandan tek parça
Ümitsizlik her nakaratta tekrar eder sırayla
Mağdur edilen ömrüme lanet olsun
Tası tarağı toplamış mutluluklar bünyeme yabancıdır
Demir attım çaresizce yiyip bitiren acılara
İhtiyar ruhum taşıyamaz oldu bu yükü ne acıdır
Bedenimi küsmüş bulurum aynalara
Yüzümde kederin resmini görüyorum sanki
Perişan, yitik, bir o kadar çocukça
Şuurum parçalanmış hayallerle tıka basa
Ne gelirse gelsin çekinmem bu hayattan
Yabancı değilim öldüren ıssızlığa
Lambada sönük bir ışık, uzak bir köyü andırır
O köye ulaşmaya güç yetmez bilirim
Kederli kelimeler ezelden beri zanlıdır
Müebbeti istenir cümleler tarafından
Dolunay tamamlanmış, uğultular yakındır.
Geçecek bir gün daha yalnızlıkla;
Gündüzün intikamını geceler alır.
Bitsin artık ilelebet mi sürecek bu oyun?
Ne gelirse gelsin başıma bu acımasız hayatta
Yabancı değil yüreğim, paldır küldür düş kırıklıklarına
Sallantıda yok olmaya hazır varlığım;
Geri dönüşü olmaz saatlerin dakikalara,
Damdan düşer gibi yığılmış takvimler,
Yağan yağmur yalnızlığa tek tanığım.
Kestim tüm ilişkiyi bütün insanlarla
Terk etmek ve terk edilmektir tek yaptığım
Katledildi çocukluğumda gülücükler
Yarınlar bir gün mutluluk getirecektir elbet
Elbet dönecektir bu zalim devran
O zaman çıkacağım karanlıktan aydınlığa
Tükensin acılar sonsuza dek sürecek mi bu oyun?
Alışık değil yüreğim, böyle gelen mutluluklara
Muammer GÜNDÜZ'ün Hiç, Hiç Oldun Mu? adlı kitabından