Sonu
olan dünyada sonu yokmuş gibi yürüyoruz
Menzilde
mutluluk bekleyenlere varmamak için bekliyoruz
İki
dünya arasında yaşan biz kullar bu dünya için yaşıyoruz
Şimdi
sen söyle sen duy kimse duymaz şaşırmıyorum yaşıyoruz
Sıkı
poyraz yel ile gelen eceli hiç düşünmeden keyif çatıyoruz
Ölüm
geçidi her an ayağımızın altında kaymak için bekler
Kullar
düşmüş nefis şeytan peşine ölümü kim önemser
Ölüm
geçidini atlayınca geçecek sanan kul aptalca gülümser
Desen
köylü perişan işçi memur çalışan perişan duyulmaz kavga ediyoruz
Sıkı
poyraz yel ile gelen eceli hiç düşünmeden keyif çatıyoruz
Gönül
dallarını kırarız arsızca birer birer düşünmeden
Vicdan
satılmış beş paraya bilen yok yaşar izan etmeden
Fecrin
alevi gibi yakılır ömürler kimse görmez keyif sürmekten
Sıkı
poyraz yel ile gelen eceli hiç düşünmeden keyif çatıyoruz
Kul
Mehmet’im şehrin en mutlu yeri şehrin kentin kenar mahalleleri evleri
Satılmamış
vicdan onur dimdik ayakta gönülde yaşar hep birileri
Uğrayan
olmasa da çamur olsa da sokakları gönüller uğrar gönüllere niyetler temizdir
Ömür
kervanında sona koşanlar feryat ile giderken, burada gülümser gider
İşte bu mahallede evlerde sıkı poyraz yel ile
gelen eceli,
Gülümseyerek
karşılama onu düşünerek ahiret için, gönüller için yaşanılır
Mehmet
Aluç