‘’Güzel ahlakın bir başı bir de sonu vardır. Başı niyet selametidir. Ve Efendimizin buyurduğu gibi, insanın hayırlısı insana hayrı dokunandır. İnsanın şerlisi insana şerri dokunandır. İyi niyetle tövbe ve tevazu ile başlar her şey. Sonu O’nda yok olarak biter İnşallah. Ahlak öyle bir şeydir.’’

(C. Sargut)

 

İyi niyetin yarattığı huzur ve mutluluk ki paylaştıkça çoğalan sevginin güdümü ile…

 

Diğer yanda tüm o kazanıma rağmen yaşanan yorgunluk zira akıl karı bile değildir her kulu aynı anda memnun etmek. Oysaki Hakk’ı memnun etme temennisi ve gayreti içerisinde olunsa ne yorgunluk hissetmek olasıdır ne huzura erememe kaygısı.

 

Sevgili Yunus’un zikrettiği ölçüde:’’Ar u namusu terk et’’söylemi eşsiz bir açılımla ne güzel bir noktaya temas etmektedir oysa:

 

‘’Başkalarının namus anlayışına göre hareket etmemek. Sadece ve sadece Allah’ın namus anlayışına uygun davranış ve inanç devinimi ile sürdürmek bize bahşedilen hayatı.’’

 

Ve nefse düşen tek ve asli görev: Tekâmül etmek…

 

Nefsin tekâmül gücünü engellediğimizde yapılan tabir-i caizse zulümdür. Ve bu noktadan hareketle kendimize de merhametsizlikte bulunmuş oluruz. Tamamen idrak ile ilintili bir olgu. Bir o kadar yordanası bir mefhum öyle ki her türlü menfi tutum diğer bir deyişle zulüm aslında bu muameleye maruz kalıp budanan bir ağaç misali daha çok meyve vermeye hazırlanan bir benliktir: Yenilenen, aklanan ve mütemadiyen terbiye olan…

Doğruluk sayesinde yüce Allah ile aramızda olan o yolda sadece O’na yöneliriz sapmadan sağa sola.

 

Bir diğer açılım ile her zaman Allah’ın istediği şekilde yaşama kabiliyetini elde etmek ki doğruluğun en bariz ve en yalın tanımı. Yalan zikretmeden sadece İlahi Güce duyduğumuz ve gösterdiğimiz sadakat.

 

‘’Aşkıdır inanı yoktan var eden.

Aşkıdır insanı Hakk’a mazhar ve mirat eden.’’        

(Kenan Rifai Hazretleri)

 

Aşk… Öylesine emsalsiz ve tarifsiz bir duygu birlikteliği ki sahip olduğu güç sayesinde ve haiz olduğu o bitimsiz enerji ile yakıp yıkar her şeyi.

 

Aşk, bir muhatap arayışındadır. İkinci bir varlık arayışı ile kendi nefsini yok etmek ister ki aşkın hakikati ve gizemi işte tam da bu noktada saklıdır. Bu yüce sevginin Allah olduğunu, yaratılışın aşkla başladığını fark edersek aşkla gelen zorunlu olarak İlahi bir güç sayesinde yine aşka doğru çekilecektir.

 

Duyulan aşk, kişiye yönelik olsa bile bizi Allah’a götürüyorsa bu, tam anlamıyla sonsuz mutluluğun girizgâhıdır.

 

Müslümanlık asla aşksız olmaz ve ilim sayesinde tümlenir bu eşsiz olgu. İlim aşka gitmek için zaruridir. Ve aşk da bekaya dönmek için şarttır. Açılımı itibariyle; beka, Allah’a âşık olduktan sonra o aşk ile halka dönüp hizmet etmektir.

 

Aşk idrak için yegâne ve asıl enerjidir ki haricinde sahip olduğumuz ne bir mefhum ne de yaratı vardır.

 

Sonu olmayan bir yöneliş ki aşkların en güzeli; mütemadiyen Allah ile birlikte olmak ve O’nu anmak. Çünkü isteyen ve O’ndan başkası olmayan Yegâne Sevgili…

 

( Yoktan Var Eden... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 15.05.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu