Sanal alem!
Önce akıl yok olmuş sanal çipler türemiş
Başkasının fikriyle saldıran saldırana!
Kitabı ‘google’ olan virüsçükler üremiş
Gerçeklerden koparak çıldıran çıldırana!
Sanal suni bir alem ot gibi böcek gibi
Kopyala kes yapıştır yalanı gerçek gibi
Ne idiğü belirsiz soysuz bir köçek gibi
Maskara maymun olmuş güldüren güldürene!
Dostluk kurduğu kişi anasının yaşında
İnsanlıktan bir zerre bulamazsın döşünde
Bir sürüngendir ancak klavyenin başında
Ona buna haddini bildiren bildirene!
Sinek çiçeğe konmaz rahat eder dışkıda
Dedikodu, iftira medet arar kuşkuda
Sevgi fukaraları söz ederken aşkı da!
Her tarafı nefretle dolduran doldurana!
Sanki çok iyi bilir haramı helalları
Sürekli sömürürler duyulan melalleri
Her yerden ötüp durur Felaket tellalları
Beyinsiz mahlukatı yıldıran yıldırana!
Der Mikdadî olanlar içimizi yakarken
Kahpeler sırtımızdan hançerini sokarken
Ateşten bir çemberde keyfimize bakarken
Derin düşüncelere daldıran daldırana!
Ozan Mikdadî