İnsanın en büyük gayesi kulluktur.
Allah dileseydi yalnızca Âdemi veyahut yalnızca Havva annemizi
yaratırdı. Kadın erkek ayrımının yanlış olduğunun belki de en güzel ispatıdır. Âdem
ile Havva’nın denkliği...
Kadınlar gül olsa da
erkekler bülbül olmadıkça yuvalar çöplüğe dönüşür. Kadınlar dünyanın incisidir.
Erkeklerse hazine avcısıdır. Eğer erkeğin gayesi ganimetse inciler değersizdir.
Eğer erkeklerin gayesi Allah’ın rızasına teslimiyetse, kadınlar onlar için
cennetin anahtarıdır. Yine de anahtar güven verir ta ki bir kapı üzerinde
unutulana denk. Anahtarı kapı üzerinde unutmak yerine boynumuza kolye bilmemiz
gerekir.
Evlilik bir tarlanın ekimi gibidir. Ektiklerindir meyveler.
Ne ekersek onu biçeriz. Tarladaki ekinler ne fazla sulanmalı ne de az
sulanmalıdır. Her şey belirli bir denge üzerinde olmalıdır. Güven su ise, aşk
ekindir. Sevgi de toprağın verdiği meyvelerdir. Nefret haset kibir ve kıskançlık
da zararlı dikenlerdir. Onları tarladan uzaklaştırmamız gerekir. İşte o vakit
hak ettiğimiz emeğin karşılığını tam anlamıyla alırız.
İnsanın en büyük gayesi kulluktur.
Kulluğun en güzel vazifesi erkek için; Allah’ın emaneti olan
kadınlarını korumak kollamak, sevgi ve muhabbet ile hoşnut etmektir. Kadın içinse; Evinin reisini hoşnut etmek, onu
üzecek şeylerden sakınmaktır. İşte o
vakit Allah ikisine de rahmet yağdırır. Evini rızkını bereketlendirir. Ve o
aileyi makam ve mevki bakımından yükseltir. O dileğini yapandır. O Rahman ve Rahim olandır. Onun hoşnutluğu kâinatın hoşnutluğudur.
Mevlana’nın da dediği gibi;
‘’ Dışından çok içini temiz tut. Çünkü dışın halka için
hakka dönüktür… ‘’