Günü birlik cümleler
kuruyorum,
Ellerimle dizip bin bir
ihtimam ile
Yakıp yıkılası kaleler
inşa ediyorum;
Nizamı bitişik odalar
Duvarları şeffaf
Ve hüzünlü adamlarla
kadınlar
Birbirinin nezdinde.
İtham dolu kör bakışlar
Ve anlık sevinçler
yaşıyorum
Yine de bir dokunup
Bin ah işiteceğiniz.
Sessiz yarınlar saklı
iken
Bitişiğinde cümlelerimin…
Ayrık notalar,
Sapmış rotalar,
İstikameti çıkmaz sokak
Hatta tek gerçek
Ölüm kadar.
Kırık ya da kırılgan
Kırgın alabildiğine;
Sitem yüklü
isyanlarında
Adımı haykıran
Tüm zafiyetim ile
Duraksadığım.
Varsıl bir hüküm belki
de
Olsa da her bir kelam
Alabildiğine nüktedan.
Peyder pey tüketiyorum
ömrü,
Tükeniyorum günbegün.
Anlatamadığım hikâyem
Varla yok arası:
Hikâyemin tek mimarı
Ne mi saklı, demek
Düşse de payıma.
Tekile indirgendiğim
Dünyamın ilk ve son
itirafı.
Tüm hikmeti aslında
Edilgen zaaflarımın
Erişemediğim miracı
varlığımın.
Son sözüme hasret üç
beş cümle
Hatta tek namzet
Acımasızlığın mizacı
Kadar yeknesak
Son nokta ya da son
durak
Varamayacağımı bile
bile.