veznini kaybetmiş bir âhengin 
çığlığıdır artık her mısram 
ve yalnız olduğumun 
nişanesidir 
yüreğimin yağmasından kalan 
bu son hüsrân



bir Nûn deryasında 
kader kaleminin
üzerimize rahmetiyle tecelli etmesi 
umut verendir
bilindik üzre söz yoktur üstüne 
ki 
hüküm ancak kalem sahibinindir 


kôr olmuş bir demire su verircesine 
bir zılgıtı dudaklarıma 
bir düşü bağrıma gömercesine
sadece benden bana
günahlarımın vebalini taşıyorum 

bir ayna da seyreyledim bütün ibreti âlemi
ıslanmış gâfletimi kuruttum 
yüreğimin yedi renk kanatlarında
külce seslendim

bizler yükseldikçe alçalıyor nefislerimiz

ne çok geçtim 
verilmiş mühletin
kıvrılıp 
içimizi depreten karmaşasından



oysa sözcük kavuştuğunda mânasına 
ve 
can pazarımıza üflenenin 
çekildikçe ipi 
bütün gölgeler kaybolur

kuşlar nasıl seviyorsa göğünü
ve ağaç tutunduğu toprağını

umut eden her y/anım
ve
kuşanıp bütün benliğimle
vaadedilen o sonsuz zamanı 


işte bende böyle sevdim 
sevgiyi kalbime koyanı
( Mahşer-i Kebir başlıklı yazı ACZ tarafından 21.10.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.