yaktı yaram yüzünü tuzlu yaş gözden düşen
buz kesen ayrılıkda nurdu kapan şifâyı
vuslatmış çekip giden sineymiş gözden düşen
rûh koyverdi panzehir, yâr’dı kapan şifâyı
.
kurşun eyle cânımı âşka doğru sık gitsin,
eşiğin aşındırsın, gönlüne sık sık gitsin
dönüp duran bir mecnun, müzmin bir âşık gitsin
indinde yükseliyor, kaybeden irtifâyı
.
içime doğdu güneş hazzından bir nefesmiş
sam olup köşe bucak, yel olup eşref esmiş
boynuna borç edinip, boynumu hedef asmış
haysiyet gözleyene, giyinir indifâyı
.
meleklerim düzülüp dizlerine yatışsa,
ve yüreklerindeki endişeler yatışsa
sızılar filiz verip, toprağında yetişse
mahreminin şâhı et, nasipse intifâyı
.
hızından tâviz vermez şehvete akar ışık
idrâki akıl komaz iş oldukca karışık
derin darbe kaderim lâkin zülfikâr âşık,
mesulü dağlarda yok, yüklenmişse ifâyı
.
yoksulun aç faslını sıkan bir kemermiyim
yoksa alınlarda mıh, çakık muhkem ermiyim,
ecel pazarlarında serilmiş makbermiyim...
hurafeye razıyım, aç manidar sayfayı

( Eyvallah başlıklı yazı yoksul tarafından 26.10.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu