İstibdatçı, kızıl sultan, cehennemlik, Osmanlının en kötü kalpli padişahı... Bu söylenilen sıfatlara bakar isek bahsedeceğimiz kişi gerçekten iğrenç biri ama aynı kişi için birde cennetmekan, haşmetmeab, ulu hakan, sultan, evliya da deniliyor. Ulan bu nedir bu adam kimdir dedim içimden. Ayıptır söylemesi oturdum bilgisayarın başına kuru kuru olmaz diye yanına da hazırladım bir meyve tabağı. Başladım 2. Abdülhamid'i araştırmaya. Sitelerden sitelere geçtim. Bu adam Filistin'i Yahudilere vermemek için gecesini gündüzüne katmış. Yüzlerce okul açtırmış ve devraldığı devletten bir karış toprak vermemiş. Konu adam gerçekten kendine çekti beni. İki üç saat gezdim o sayfalarda. Anlatılagelen kıssalarını okudum içim bir garip oldu açıkçası. Sonra yaptığı siyasi hamleleri incelemek istedim. Balkanlarda Katolikler ile Ortadoksları birbirine düşürmüş, Balkan Ordusunu kurmuş oradaki asayişi sağlamak için. Haçlılar birlik olup devleti zor duruma düşürmesin diye doğuda Kürt Alaylar kurdurtmuş. Ve o alayların ismi de Hamidiye olmuş. Onun zamanında doğuda Kürt Sorunu olmamış. Çanakkale’ye Hamidiye tabyalarını kurdurtmuş ve o tabyalara zamanın en iyisi olan Alman toplarından getirtmiş. Bu nasıl bir ileri görüş. Bu nasıl mükemmel bir siyaset. Okudukça şaşırdım. Okudukça bende övgüler düzmek istedim ulu hakana. Sonra Tevfik Fikret’in ona hakaret dolu şiirlerine denk geldim. Nasıl da yanılmış deyip kızdım da o büyük şaire. Sonra sayfayı biraz aşağı indirince Abdülhamid’e kıymetini bilemedik affet sultanım dercesine pişmanlık şiirlerini okuyunca düşüncemin doğruluğu arttı. Peki bu adamın Osmanlı’nın kötü zamanlarında bu kadar zıt şekilde anılması; sevenlerin böylesine sevmesi, sövenlerin ise ağıza alınmayacak şekilde sövmesini anlayamayıp bu adamdan sonra ne olmuş bu ülkeye dedim. Baktım üç tane paşa almış yönetimi Balkan Ordusunu terhis etmişler Balkan uluslarını birleştirmişler ve bu uluslar birleşip Osmanlı’ya saldırmışlar. Siyasi zekaları o hakaret edip yönetimi elinden aldıkları Abdülhamid’ten o kadar geriymiş ki toprakları kaybedip yorgun ama onurlu olan ülkeyi felakete sürükleyip öldürmüşler. Bunları da okuyunca Alman prensi Bismark’ın sözüne katılmamak elde değil. Sultan Abdülhamid asla kızıl sultan değildi öyle olsa ülkesi için bu kadar uğraşmazdı zannımca. Tahttan inmemek için o hareket ordusunu yok ederdi. Evlatlarım birbirini kırmasın diye tahttan inecek kadar iyi kalpli bir sultandı o.

Zayiat-ı Kelam

( İstibdat Derken... başlıklı yazı zayiat tarafından 29.11.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu