Hercai menekşeyle halleştim yine dünden; dem vurup dellenen duygulardan,
Ha işte öylece cansı canan, geceler şairinin delifişek ruhundan.
Bana dair kırkikindi yağmurlarının ıslattığı duygu kutbundan.

Farkı fark ettiren, farkı hissettiren, farkta fevkalaleşen sen,
Sabahlamadan uyanan gözden güzel geceleri çağır gizliden.

Uğuldayan rüzgâr, sevgimin harını coşturur.
Ve sürüklediği can bulutların sevda damlacıkları,
Gönlümün yaylasında göveren mavi menekşelerle şiir okur.

Sevda; söylenecek destanların derinden soluk depolamasıdır,
Muhabbetin ilelebetli konutlarının siparişlerinde onurlu sırlanmasıdır.

Çöken geceye inat gündüzlenen içimin içimsi teslimiyeti,
Fır fır dönen rakslarla gemlenen dirilişlere bayrak açar.
El atıp hemende davrandığım yıldızların ışınsı kesreti,
Sevda ganimetine pay sürer, hizaya baktıkça tuğ takar.

En derin yerinden en sığına duygu kuşağının sularında,
Gönül yârini bulunca kaymaklanır duygular sevda kayığında.

Gözlerinin ana yayılan ışıltıları yürek parkında elalanmış,
Vakitli vakitsiz ufka dikilir heveskârlığın hercai ırmağında.
Ezelde silinmemek üzere yazılmış ak yazının kararlaşmış,
Sırları dökülür sarp yolların kadifeliğinde ve cananın künefeleşen bağrında.

Akıl yollaşan hayat denizinin rotasında rahvanlaşır,
Gönül limanında kararlaşıp; mutluluğun dibeğinde gönülle akıl ballaşır.

Bütün morlar, beyazlar, sarılar, pembeler ve hercailer,
Gün ışır, üstlerinden umut bulutları geçer, sarılırlar birbirlerine.
Boyun büküşlerinde hayranlık minderi, içlerinde kuşça şölenler,
Çepeçevre merhametine sığınırlar; zamanın ve sevginin hepten dibine.
Günler şıradan özelliklere muhtaçtır; geceler gergefçisi ise edibine…

Bütünüyle muştunun müziğini besteleyen ekşimsitırak sessizlik,
Suların ahestesinden kımıldanır, sığlığıyla ruh saltanatına seslenir beraberlik…

Hayatın ne bedeninin içinde, ne kalbinin dışında,
Sevdayı yaşıyor olmanın ferahlık tam ortasındayım.
Ab-ı hayatın gönül yaşlarında gizlenmişliğinin kenarında,
Zamanın öğüttüğü hayatların sahici, tam karşısındayım.
Akşamdı, sabahtı, geceydi… Anın ve yarının tam bağrında…

Gönül iniş çıkışlarının durulduğu son durakta,
Aşk yolculuğu başlar hemencecik şulemsi şahlanmışlıkta…

Aşk çıngılarının parıldattığı gönül dehlizlerindeki şavklık ebedidir.

S. Edip Yörükoğlu
( Aşk Çıngılarının Parıldattığı Gönül Dehlizleri başlıklı yazı s.-edip-yoru tarafından 9.03.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.