((NOT: Aşağıda okuyacağınız öykü hayal ürünü olmayıp gerçek hayattan alıntıdır…))

Erkan henüz gençliğinin baharındaydı. Daha yeni yeni açmaya başlıyordu. Yüzünde nurani bir endam olan Erkan gerçek bir hak aşığıydı. Beş vakit namazını hakkıyla eda eder, sohbetlere katılmak için can atardı. Erkan kardeşimizin içi milletine ve vatanına hizmet aşkı ile yanarken şeytan onu gafil avlamıştı. Okulda gördüğü bir kız onu resmen cezp etmişti.

O günden sonra Erkan için günler başkaydı. Namaza olan ilgisi azalan kardeşimizin sohbetlere katılma diye bir derdi de yoktu.

Erkan’ın o halini ilk ben fark etmiştim yanına vardığımda O da başına gelenlere anlam veremediğini söylüyordu. Ama içine düştüğü bataklıktan kimseye bahsetmiyor, yardım istemiyor çırpınıp haykıracağına o tam tersini sergiliyordu. Günler günleri kovalarken Erkan’ın derslerdeki başarısızlıkları artmaya başladı. Takdir belgesi almak onun için çocuk oyuncağı iken bu yıl imkânsızın oyuncağı olacaktı herhalde çünkü başarı belgesi almak onu fazla ilgilendirmiyordu. O sadece sınıfı geçsem yeter düşüncesiyle avunuyordu yalnız bu gidişatla oda zordu. Çünkü inancını kaybediyordu. Onun için yalnız sevdiği kız vardı bazen telefon başında sabahladığını ve çok ağladığına tanık oluyordum. Ama yapacak fazla bir şey yoktu çünkü düştüğü bataklıktan ancak kendi düşünce ve isteğiyle çıkması gerekiyordu onun için ona çok dua ettiğim oluyordu.

Bundan sonra yurttakilerin çoğunun kalbini kırıyor laf atıyor belletmenlere karşı çıkıyordu.

Hafta sonlarını ders çalışmak yerine sevdiğiyle kol kola geziniyordu. Erkan kız arkadaşına ne kadar güvense de bilmiyordu ki sevgilisinin bir gün onu sırtından vuracağını ve o günde kesinlikle ırak değildi çünkü sene sonu yaklaşıyordu. Nihayetinde bir yıllık eğitim ve öğretim yılının sonuna gelinmişti Erkan’ın sınıfta kalması için herhangi bir nedenin olmadığı öne sürülmüştü ve Erkan sınıf tekrarı yapacaktı. Bütünlemeye de girmedi ama yurdun sene sonunda yaptığı etkinliklere katılması için onu ikna etmiştim. Bir gün kitap okurken Erkan amansız bir mesaj almıştı. Mesajda;

-“Artık yolun sonuna geldik benim için her şey bitmiştir umarım senin içinde öyle “diye yazıyordu. Erkan birden şimşek çarpmışa dönmüştü. Ne yapacağını unutmuş, şoka girmişti. Biraz toparlandıktan sonra ağlamamak için elinden geleni yaptı. Ortam müsait olmadığı için hiç istifini bozmadan odasına çıktı. Ben de arkasından gitmiştim. Odanın kapısı önünde şaşkına dönmüştüm çünkü Erkan kız misali ağlıyordu. İki gün boyunca yeme-içmeden kesilmişti. Düştüğü bataklığın ne kadar sulak olduğunu daha yeni anlamıştı. Ama henüz daha hiçbir şey için geç olmadığını anlattım. Yeniden her şeye başlayabileceğini söyledim oda ilk defa beni dinliyordu. Artık Erkan’dan ayrılmıyordum. Ona sık sık öğütler veriyordum. Telefonunu sadece hafta sonu ailesiyle konuşması için veriyordum artık yavaş yavaş eski Erkan doğmaya başlıyordu. Netice de Erkan çok pişman olmuştu. Şuan benden çok uzakta olduğu için pişmanlıklarını görüp yazamıyorum. Ama bana yazmış olduğu mektubun sonunda şunlar yazıyordu;

Allah (c.c.) kimseyi düştüğüm duruma düşürmesin. Gerçektende bu mesele hayati açıdan erken olgunlaşmamı ve tecrübe kazanmamı sağladı. Daha gençliğimin ilkbaharındayım ama sanki ömrümün sonbaharındayım gibime geliyor…


NOT::(( yeni neslin bu çukura düşmemesi amacıyla yayımlanmıştır. ))
( Bir Aşk Hikayesi başlıklı yazı cumali-aktas tarafından 29.11.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu