Kul Mehmet: Şiirlerinizi veya öykü makalenizi yazarken kelime veya
hecelerin size karşı çağırışım yapmamdan beklemesine karşı bir formülünüz var
mı?
Gecelerin Şairi: Yazmaya başladığımda kelime ve
hecelerim sessizce bir eser meydana getirmeden çağrışım yapmadan kulağıma bir
şey fısıldamıyorlarsa, çekilirim bir kenara kitap okurum, onlarında
dinlenmesini beklerim, nefes almasını beklerim. Güçlü olmayan bağlantıların,
yani kelime ve heceler yorgun ise benimle bağlantıya geçmiyorlarsa beklerim, çünkü
kopuk bağlantıların güçlü ve his dolu bir eser meydana çıkarmayacağını bilirim.
A harfi bana B harfini hatırlatmıyorsa çağırmıyorsa, ortada yukarıya doğru
çıkacağım basamaklar yok ise basamaksız yukarıya çıkmaya çalışmanın boş
olduğunu bilirim. Kelime ve hecelerin bir birlerine yaklaşarak çözülerek bana
bir şeyler fısıldamasını beklerim. Sözler ile anlatım fikir arasında bir
bağlantı yok ise kopukluk var ise en güzeli onların bir araya gelerek, önce
kendi aralarında barışmalarını birbirlerine sarılmalarını görmek isterim ve
ondan sonra yazmaya başlarım. Bir birlerine sarılmayan sözler ve hecelerin,
okuyucuyu sarmasını beklemekte yanlış olur.
Kul Mehmet:
Edebiyat ta duyguya önem veren estetik
anlayış, ifade hakkında değişik görüşler var, sizin bu estetik anlayış hakkında
görüşleriniz nedir?
Gecelerin Şairi: Edebiyat eserinde yazarken, yazarın düşüncesindeki
eserine vereceği estetik ifade vazgeçilmez bir meselesi olup, en güzeli olan
aramasıdır. Eserini bu estetik şekil verme yolunda giderken, heceleri sözleri kelimeleri
bir seçici bir gözle gönülle, okurun gönlüne ruhuna hitap edecek etkili olacak,
olan heceleri sözleri kelimeleri kullanır. Tüm sanatlarda olduğu gibi, yazar edebiyat
sanatında da bu seçici yani okuyucuya hitap edecek kelimeleri heceleri sözleri
bir araya getirir, gönüllere hitap edecek en güzel eserini bu seçici değerler
ve ölçütleri mutlaka arar ve buna göre yazar. Güzelin ne olduğu, nasıl elde
edilebileceği hakkında herkesin muhakkak ki çok farklı görüş alanları vardır, burada
mutlak olan, okuyucunun güzellik alanındaki bakış ve görüş açısıdır. Yeşil bana
göre en güzelidir, ama okuyucuya göre kahverengi veya sarı en güzelidir. Ben
kırmızı gülü severim, okuyucu beyaz gülü sever. İşte burada estetik anlayış
okuyucuya göre olmalıdır. Tabi şair veya yazar kendi estetik güzelliğini
katarken, ilk önce yani asıl olan okuyucunun estetik anlayışı olmalıdır. Bu arada şiirde estetik
olan ifadeyi, yani şiiri güzel yapan estetikle güzel bir eserin yazılmasına
yani müziğe bağlayanlar var, kimisi
şiirde devam eden vezinlere göre güzel olduğunu söyleyenler var, bana kalırsa şiirde
yazılan eserin güzelliği bence samimiyete bağlıdır, kafiye, durak, nazım şekli
gibi kesin kuralları bazen umursamayan, içinde kendini bulan okuyucuya hitap
eden estetik şekli yazılan şiirler en güzelidir diyorum. Bazen kuralları aşmalı,
bilirsiniz biz millet olarak, kurallara pek bağlı olmayan daha doğrusu sevmeyen,
ona bağlı kalırken kendinden bir şeyler katan milletiz. İçtenlik içtenlik
diyorum, okuyucunun ruhuna hitap eden ona müdahale etmeyen onun elinde tutarak
bazen aşkın deryasında, bazen sahillerde el ele sevgilisi ile gezdiren, üzüntü
duyduğunda biraz gülümseten eserler olmalıdır diyorum. İnanırlığın sınırını
aşmadan okuyucu bir kenara atmayan yok saymayan eserler meydana çıkarılmalı bu
estetik anlayış fikirle yazılamalıdır.
Kul Mehmet: Çoğu zaman dile uymadan açık bir şekilde toplumun genel dili ile
yazılması argoya fazla kaçmadan yazılabilinir mi?
Gecelerin Şairi: Yazılan bir eserin, kimi niçin nasıl anlattığı çok önemlidir. Bundan
önemlisi nasıl anlatacağın ise hepsinden daha önemlidir. Sen güzel bir insana,
kötü dersen bunun kabulü elbette mümkün olmaz, kötü olan birisine güzel demende
olmaz, toplumsal bir konuyu ve kişiyi anlatırken o olaya farklı bakan bazı
insanların ona göre değişen güzellik anlayışı olduğu bilmek gibi ve o kişinin
topluma zarar verdiğini bilerek, ona güzel diyenlerin olacağı gibi burada
önemli olan, toplumun geneline göre verdiği yarara ve zarara göre o insan veya
toplumsal olay anlatılmalıdır. Şimdi sen zalim olan birisini çok güzel
anlatırsan, bu kaleme edebiyata ve okuyucuya ihanettir, toplum genelinde
bir insan veya o toplumsal olay ile toplumu derinden yaralıyorsa ve toplum ona
-Şerefsiz diyorsa- seninde buna başka bir isim bulman ve onun şerefsizliğinin
üstünü, azda olsa örtecek veya gizleyecek veya onu az temizleyecek, cümle heceleri
kullanmak doğru olmaz.
Devam edecek
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-
Nöbetçi Şair-