Savaş zamanı
savaşmalı, Barış zamanı verilen söze sadık olmalı insan. Böyle böyle rahata
kavuşur vicdan.
Hayat sözlü
bir sınav, sorulacak soruların cevabını bildiği halde geçemiyor ahmak insanlar.
İmtihanı intihar kılmakta üzerimizde yoktur. Çirkin işlerde arar olduk hayrın
mutluluğunu. Kazanmak uğruna kaybettiklerimiz bir daha asla kazanılmayacak
türdenler. O yüzden bir şeyi iyi bilmekte fayda var. Elimizdekilerin kıymetini…
Aşk gelmeli
sonra tüm bunların üzerine. Aldığın nefes bile değişmeli, kalp atışlarının
ritmini ayak uyduramamalı insan. Ve sonra hiç gelmesini istemediğimiz ayrılık
çalar kapımızı. Yaşamaktan vazgeçmek istemeyiz ama ne fayda bir kez gelmiştir.
Sonra alışmaya çalışırız yalnızlığa. Bir zaman sonra yalnızlık bile bizi yalnız
bırakır. Yalnız, rabbim yalnız bırakmaz bizi…
Aşktan
bihaber olanlar. Aşkı haber yapmaya meyilli. Oysa aşk uğruna nice padişahlar
taç ile tahtı bırakıp gitti. Ve nice aşık var ki aşkını içine gömerek veremden
ölüp gitti. Aşk öyle kutsaldır ki, kötü nefsani arzuları bile dize getirir.
Öyle olmasa Züleyha Yusuf için bırakır mıydı sultanlığı.
Ne
anlattıysam içinde biraz sen var. Heves uğruna hiç ederken aşkımı…
Şimdi otur
biraz da sen düşün. Gerçekler, içine dalmak kadar kolay mı bir düş’ün?
Yıldızlara
selam olsun. Ay yüzlüm güneşe sevdalı. Bense kara geceyim. Bir tek güneş
uğramaz yanıma. Olsun her geceme doğan sen varsın.
Güneş bile
batışı yaşatmadan doğmaz yeni bir sabaha. Öyleyse gece, geceliğini giymelidir.
Sabah, sabahlığını bilmelidir. O yüzden üzülmemeli her şey vaktinde güzel…
Batan her güneş doğacak yeni bir günü müjdeler.
Bundan ötürü tükenmez umutlarım...