Gittin…
Nehir ağızlarında kirli bir yosun
Barut dağında küheylan duruşu
Ayrılıklarda korkunç bir mesafe
Aşk romanlarında ilk ve son imgeyim
Beterim ben,
Şairlerin ayak uçlarında gezerim
Tanrı gölgesinde kadın gülüşüyüm
Sırtımda bir intihar
habercisi taşırım
Köy yamaçlarında yel değirmeni
Karanlık sokaklarda en izbe köşe
Beterim ben,
Köprü diplerinde orta çağ yontusu
Havrada duvarında kabulsüz bir ibadet
Kubbelerde abdestsiz bir mekruh
Beterim ben
Dilek ağaçlarından çaputlar besler
Hezeyan içinde kalanlar.
Bende,
Her sabah umut doğurur kimliğim
Sedef mısralarda aşk marazıyım
Nemrut’ta düş yoksulu bir kral
Yol güzellerinde aciz bir zavallı
Örgüt dilinde çete hıncıyım
Ve keklik hattında yalaz bir avuntu.
Beterim ben,
Rögar kapaklarında ilk yağmur damlası
Lazer ışıklarında kızgın bir desen
Savaş şiirlerinde yavan bir kadın
Ellerin yanında zamansız köpek uluması
Ve şizofren satırlarda dilsiz bir gevezeyim
Beterim ben,
Bütün azarlanmış kadınlar
Saklar beni ayaz gecelerinde
Tüm yasaları yakarım aşk ateşimle
Beterim ben,
Hesapsız ıslıklar atarım bedenime
İlkel yalnızlıklara küfreder
Kilise duvarlarında ısıtırım ellerimi
Gözlerin kapışmasında yenik düşerim hep
Çulsuz evlerde yetim küskünü
Yasaların gerisinde unutkan bir serseriyim
Beterim ben,
Beterim ben,
Ayı ışığı
Yıldız
Gül
Kum ve kil
Çizerim tuvallerime
Beterim ben
Sen gitsen de
Kendi kendime yeterim ben.
Kapasam gözlerimi
Ellerinin değdiği yerde biterim…