Mezara yuvarlanırken son bitmeyecek sanılan
nefes
Yeniden diriliş için bekleyecek ceset ruhuna b(s)ürünmek için mezarında…
Gün gibi aşikâr ölüm
Elimizle yerleştirirken mezara
Solmayacak sanılan
Solan soluksuz bakışı
Bize yaklaşmayacak
Bize yaklaşınca susup kaçacak aymazlığımızla
Görmeden hissetmeden uzaklaşıyor kör gözlerin
Kör bakan şaşılığında
D/aha dün yıkarım derken
Bugün yıkılana sor
Yıkan kimmiş d/ağlar gibi insanı
Hayalleri rüyaları
Y/ıkarsan
Y/ıkılırsın
Y/ıkıldığının altında soluksuz k/alırsın
Devran sana ait sanan
Devransızlık içinde şimdi k/alan
Bağır feryat et edebilirsen
Sessizliğin içinde sessizce beklerken
Koşarken yıkmaya toz duman
Kayboldun toz duman oldun
Dalga dalga almaktı rüyan
Elin uzanıyor sanırdın semaya
Dikilirdin aymazlığınla herkesin karşısına
Susardı içinde bin bir dua ederek mazlum
Korktu sandın yanıldın
Dikildiğin mazlumun bakışı
Yıkımındı
Anlamadın
Düşlerime ruhumla yürürüm d/erken
Ruhun senden önce çukuruna düşmeden uzaklaştı
sende
Para sesi ile c(k)oşarım zevkten on köşe
olurum d/erken
Şimdi karanlık köşe içinde soluksuz k/aldın
Ecelim gelmez derdin bana uzak
Çekersin sandın önüne set
Şeytanınla nefsinle hırsınla
Çekti aldı seni soluksuz
Nefret çukuruna gömdü
Şimdi kimdi
Dik duran
Sen mi masum olan mı?
Mazlum mu?
Kimdi yanında yıkılmayanla dolaşan
Söz sukut olmuş sandın
Dua oldu vardı sen gözünü o an kırpmadan nur
nur
Ölüm dedik
Zulüm dedin
Zulüm dedik
Gülüm dedin
Son nefes dedik
Bana şimdi uğramaz dedin
Bilemedin
Göremedin
Hissedemedin
İnsanlıktan çıkan
Görmez
Bilmez
Hissetmez
Ama mezarında çukurunda
Dünya başına yıkılsa bu kadar
Acı ile sarsılmaz parçalanmazdım dersin sanki
Sen seçtin
Sen istedin
Yok, eden nefis
Şeytan
Arzuların
İhtirasın peşinde k(c)oşarak istedin
Gidip te dönen var mı?
Göster
Gönül beden akıl ruh ister ama
Yok, öyle bir durum yapma y/ama
Çıkma d/ama
Elinde gezer gönül parçalayan k/ama
Yalandan ölen var mı?
Göster
Teneşir yıkıldı altında
İstersin şimdi kör sağır dünyada olsam
Günlerce aç kalsam ayda bir lokma yesem
Ağlayandan fazla ağlasam falan filan
Geçti Bor’un pazarı
Sür eşeğini Niğde’ye
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-