İnsan insandan gönülden uzak kaldıktan sonra var olmanın anlamı nedir?
( Hayat Yaşam ve İnsan Gerçeği)
Bu
yazımı, beğenmeler için değil okunması için yazdım kardeşlerim. Eğer bu
kapıdan içeriye girmeyerek kendi karanlığınızda kalacaksanız sonuna
kadar okumayın veya ben karanlıktaysam beni aydınlığa çıkarmak için
sonuna kadar okuyunuz. Birbirimize yardımcı olmak insanlık görevimiz
değil mi? Az tefekkür deryasına dalarak, nefis şeytanın üstüne basarak
az biraz düşünce deryasına dalalım dedim. Hak olan yolda yürümek, yola
çıkıp çıkmamakla neler kaybettiğimiz veya hayat yaşam ve insan
gerçeğinin gerçeğine sırrına ulaşarak, hak yolda az nefes almak dileğim.
Hatam ver ise af ola gönlümüz ömrümüz nur ile doldura Yüce Allah C.C.
inşallah. Gönlümüzü ömrümüzü yolumuzu Nur Kur’an Sünnet imanla
mayalayarak, gerçek olanla süslenmemizdir dileğim. Gönül hak dostu Yunus
Emre ne güzel demiş:
Yalancı dünyaya konup göçenler
Ne söylerler, ne bir haber verirler
Üzerinde, türlü otlar bitenler
Ne söylerler, ne bir haber verirler
Kimisin üstünde biterken otlar
Kiminin başında sıra Selviler
Kimi masum, kimi güzel yiğitler
Ne söylerler, ne bir haber verirler
Toprağa gark olmuş nazik tenleri
Söylemeden kalmış, tatlı dilleri
Gelin, duadan unutman bunları
Ne söylerler, ne bir haber verirler
Yunus der ki, gör takdirin işleri
Dökülmüştür kirpikleri kaşları
Başları ucunda hece taşları
Ne söylerler, ne bir haber verirler
Gayemiz attığımız her adımda nereye adım attığımızı, kiminle ne uğruna
birlikte ne içinde olduğumuzun idrakine erişmektir. Sıcak ve uzun
olmayan bu yolda sıcaklıkta gönlümüzün gölgesinde oturarak serinlemek ve
güzel olana ulaşmak ve insanlarında ulaşmasına çalışmak değil midir?
Yüce Allah C.C. Bizi kendisine kulluk etmek için yaratırken, sadece
kulluk değil bunun yanında hayatınızı devam ettirirken helal olanı
yiyerek ve güzeli bilerek ulaşarak insanlara sunmamızı da görmek
istiyor. Gönlünü ve güzellikleri alan kul açıyor mu gönlünü insanlara,
yoksa kapatarak kendine boşuna mı saklıyor, görmek istiyor yüce Allah
C.C.
Hece taşları dergisinin Genel yayın Yönetmeni gönlü güzel kardeşim
Tayyip atmacanın çıkardığı birinci sayısında, İsmail Kutlu Özalp
kardeşim bu konuda enfes bir şiir ile ne güzel demiş:
Bülbül feryat eder vakt-ı seherde
Har ile çevrili gül neden açmaz?
Aşk ile gözyaşı dökülen yerde
Aşığa sinesin çöl neden açmaz?
Yıldızlar çekilip şafak sökünce
Güneş ateşinden ışık dökünce
Âşıklar vuslata boyun bükünce
Yâr yüzünü yâre tül neden açmaz?
Bahar da susarmış, yaz da susarmış
Bir gün olur cilve naz da susarmış
Türküler darılır saz da susarmış
Sevenin derdini tel neden açmaz?
Yanıp da yanmasam gider mi yanmak
Bilmem ki yanana keder mi yanmak
Sevince bir çeşit kaderim yanmak
Dil sustu, anladım, dîl neden açmaz?
Baş bağladı em istemez yaramız
Daha da kararır baht-ı karamız
Kavuşmak zor, kim açtıysa aramız
Kapandı, yolları yol neden açmaz?
Börtü böceklerin yurduna kadar
Kuzusundan, azgın kurduna kadar
Rahmet kapısını ardına kadar
Mevlâ’m açık etmiş, kul neden açmaz?
Sevdiğini hayalinde var eden
Kendine erilmez yâri yâr eden
Âşık o ki yâre bile yareden
Kutlu ozan sözü, bil, neden açmaz?
Cesaret ederek açamadığımı açmak adına, ulaşamadığımıza ulaşmak adına
gönül yolculuğuna çıkmamamızı isteyen Yüce Allah C.C. İzniyle çıkalım az
gezelim muhabbet iman ile gülleri açtıralım. Bu arada yola çıkarken
yol arkadaşlarımız için yolu gönlümüzü geniş tutmayı düşünerek arkadan
onların peşinden yürümeye devam edeyim, edelim.
Yine
Hece Taşları dergisinin ikinci sayısında bir şiiri okuyarak yolumuza
devam edelim. Allah bu dergiyi çıkaran Tayyip kardeşimiz ve şair
arkadaşlarımızdan Allah Razı olsun. Ne güzel demiş Mehmet GÖZÜKARA
Kardeşim:
Boş beleş işlerle gönül eyleme
Yolcu seni bekler yol seni bekler
Sırrın varsa bir tek kula söyleme
Dudak seni bekler dil seni bekler
Gaflete dalarsan âmân eksilmez
Ömür tükenirken zaman eksilmez
Dağların başından duman eksilmez
Yağmur seni bekler sel seni bekler
Kuşlar ses vererek sesin duyurur
Herkesin yavrusu kendince uyur
Davete icabet sünnet buyurur
Meyve seni bekler dal seni bekler
O Süleyman bozmamıştır ahtını
Belkıs terk eyledi zümrüt tahtını
Layık olanların açar bahtını
Hasır seni bekler çul seni bekler
Olunmuşsa mutlu mesut yuvada
Haklı çıkılmıştır mutlak davada
Çalımlı avcılar gezmez ovada
Aslan seni bekler fil seni bekler
Gurbet dedikleri hasret dağıdır
Gönül dedikleri sevgi bağıdır
Ölüm dedikleri hane dağıtır
Kefen seni bekler sal seni bekler
Kara kazan her kapıya kurulur
Baykuş tüner eve kilit vurulur
Kabir denen bir menzile varılır
Yürü seni bekler kal seni bekler
Mecburi konanlar mecburi göçer
Ölüm bir badedir her nefis içer
Seven Gözü kara canından geçer
Darlık seni bekler bol seni bekler
İnsan ve hayat nedir desek; kul idrak eder anlarsa aciz olduğunu,
anlayan ve kendisini ve âlemleri yaratan Yüce Allah C.C. Gerçek kudret
ve güç sahibi olduğunu bilerek kabul eden, ya da bilmeyerek bir odun
gibi yaşaması ve cehenneme odun olarak gitmesidir. Veya günah ile tövbe
arasında yaşayan günaha girdiğini fark ederek, tövbe kapısına koşan af
dileyen, yeniden dirilişle dirilen kendine gelen acizliğini itiraf
ederek Mutlak güç ve kudret sahibi Allah’tan af isteyen veyahut ta
günaha battığını bilmeyerek, günah ile yaşayan ahirette cehennem içinde
kalarak cehenneme koşmasıdır… İnsanı yaratırken Yüce Allah C.C. şeytan a
secde et derken, ben ateşten yaratıldım o ise topraktan diyerek benlik
sevdası ile isyanı ile cennetten kovulması ve ben kullarının yoluna
çıkarak onları günah deryasına batıracağım derken, Yüce Allah C.C.
merhameti keremi ihsanı… Sonsuz Yüce Allah sen onları günaha batırırsan,
benim tövbe kapıma geleni ben af ederek onları tertemiz yapacağım
demesi ve Allah C.C. isyan eden şeytanın kendini ayrıcalıklı görerek
güçlü görerek, yüce Allah C.C. emrine itaat etmeyerek sonunu
hazırlamasıdır. Yani sen ne yaparsan yap hepsi boşuna ve isyan edenlerin
hep kaybedeceğini ateş kadar cürmün olsa ancak kendini yakarsın demesi
gerçeğidir.
İnsan ateşle oynarsa, ateş gibi yanacağı, ateşe iman idrak şuur izanla
su dökerse sönmesi ve rahata ermesi… Şeytan kendisini yaratan Yüce
Allah’ın kendisin ateşte yaratıldığı için yakamayacağı savı ile -belki
bu olayın hikmetince-benlik dili ile konuşur lakin Allah C.C. her şeye
kadirdir. Ateşten olanı tıpkı zıddı ile
olan-iyi-kötü-güzel-çirkin-toprak-insan, toprak-ateş – toprak ile azap
etmeyeceği ile ne malumdur veya bir avuç su ile sönerek aslını
kaybetmenin ıstırabı ile kıvranmayacağı ne malumdur her şeyin en
güzelini yüce Allah bilir. Yani topraktan yaratılan insanı bir avuç sert
toprak acı veriyorsa, ateşten yaratılanı da değişik bir ateş neden azap
vermesin?
Toprak ve ateş; toprak varsa az birazcık ilgi ve yüce Allah C.C. Rahmet
yağmuru ile hayat vardır, ateş varsa yakan kavuran yakar geçer kül eder
geriye yaşam alanı kalmaz… Taş topraktan birbirine sürtüklünce ısınma
ile ateş meydana çıkmaktadır. Yani topraktan insan toprak maddesinin yan
maddesi ile taş ve ısınması ile oluşan alev ateş… Şöyle düşünebilir
miyiz Allah C.C. Daha iyisini bilir, kul Nur Kur’an Nur sünneti imanı
gönlüne tohum diyerek alıp eker, yeşertir insanlara faydalı olacağı bir
ortamda insanlara sunarsa, bereketli olur değerli olur. Veyahut Nur
Kur’an Nur Sünnet imanı kabul etmez tanımaz veya tanıtmayacak olan nefis
şeytan dünyanın peşinden gider, bunların yan ürünü olan öfke kin
nefreti birbirine sürterek ortaya gönlünde insanlığı âlemi en
önemlisinde kendini yakacak olan bunları karıştırarak bir alev topu gibi
masumları mazlumları yakarsa, değersiz olur kendini yakmış olur, yanan
masumlar doğru cennete, kendisi ise doğru cehenneme, çünkü ateşle gezdi
ateşin yeri cehennem, diğeri değerli olmak için gönlünde ekti biçti
insanlığa sundu, değerli olanın yeri ise cennettir. Kısacası ey kul
cennette sende cehennemde, iyilikte kötülükte senin özünde ne ararsan
sen kendinde ara, şeytan bir yansıma bir ayna sana. Şeytan gibi ateş
püskürerek isyan edersen nasıl ki dünyada imanın karşısında aciz
kalıyorsa şeytanda olsa azap çekmeye layıktır her Hangi bir şeyle veya
nasıl ki iman şeytanı çaresiz bırakıyorsa bir avuç iman toprağı suyu
ateşinizi söndürür…
İyilik varsa kötülükte vardır, kötülük varsa onu ortadan kaldıracak bir
iyilikte mutlaka vardır. Bu zıtlıklar ile gerçek değerler anlaşılsın
bilinsin diye yaratmıştır Yüce Allah C.C.
Şeytan ateşten yaratıldı ya ateş beni yakmaz gibi düşünse de ”Mutlak
güç ve kudretin Âlemlerin Rabbi olan Allah C.C.” olduğunu bir an
unutarak, isyan ederek ayak diretince kendisini başka bir şekilde azap
edilemeyeceği düşüncesi ile daha da ileri giderek, bana izin ver irsen
kullarını yoldan çıkararak günaha sokacağım o zaman benim onlardan,
üstün olduğum diye düşünür gibi olup o an isyana koştuğundan habersiz,
kendini daha çok alevlendirerek güçsüzlüğününü de unutarak böylesine
isyan içindeyken, Yüce Allah Rahmeti sonsuz, sen kullarımı günaha
sokarsan benim tövbe kapıma gelirler ise bende onları af
edeceğim,diyerek yaptığının yine boş olduğu gerçeğini isyanı ile kendini
değişik bir azabın içine çekerek yaktığı gerçeğini bize kendi
özümüzdeki ayna ile gösteriyor Âlemlerin Rabbi olan sonsuz Merhamet
sahibi olan Allah C.C. Allahu âlem Allah C.C. en iyisini ve doğrusunu
bilir.
Âlemlerin Rabbi olan Yüce Allah topraktan olanı ateş yakarsa, toprağın
yan ürünü olan ateşi de toprağın söndürerek aslından özünden
uzaklaştırarak azap vereceğini iman nuruyla bir an baş başa kalamayan
şeytanında başka bir şekilde azap göreceğinden habersiz yani benlikle
olmaması gerçeğini biz kullarına hatırlatıyor. Benimki biraz sesli
düşünmek Rabbim hatam varsa af et beni. Zıddı ile olanlardan yola
çıkarak düşündüm. Rabbim sen ne bildirişen biz onu biliriz. Bazen
sürtünme ile ateşi meydana çıkaran taş olmak, hem değerli hem de
değersizdir. Akan suyun önüne engel olan taş olursan, akan suya engel
olursan, bir gün gücü yeten gelir seni kaldırır değersiz bir köşeye atar
ya da paramparça eder. Veyahut birçok taş ile birlikte olarak, ustanın
elinde yan yana gelerek bir duvar bina olmayı seçersen, kul seni alır
gönlünü içine yerleştireceği bir ev veya mabet yaparak seni değerli
kılar ve korur kıymetli olursun. Tıpkı Nur Peygamberin dediği gibi
“Müslümanlar kardeştir” emri gibi birbirine kenetlenerek el ele omuz
omuza Nur Kur’an Sünnet imanla zalimi yıkmak için dimdik durarak
yıkılmazsınız, sizi kimse yıkamaz, değersiz olanı yıkarsınız…
Değerli olanla ol değer kazan, değersiz olanla olursan değersiz bom boş
elin boş kalırsın misali, umarım yanlış düşünce içinde değilimdir, az
imanımla düşüncelerimle yazmaya çalıştım, en doğrusunu en güzelini Allah
C.C. bilir.
İnsan insandan gönülden uzak kaldıktan iman kardeşliği ile birbirine
sarılmadıktan sonra yaşamanın var olmanın ne anlamı kalır? İnsan Kul
olarak Rabbine secde ederek teslimiyetle teslim olmadıktan sonra kul
olmanın ne anlamı var?
Gülde sensin dikende sensin
İyide sensin kötüde sensin ey kul
En önemlisi Rabbini bil kendini tanı
Kendini tanı insanlığı hayatını tanı bil
Gerçeğe Nur Kur’an Sünnet imanla ulaş
Mehmet Aluç-Kul Mehmet