Bülbül hüzzam
öterken gül neylesin baharı.
Elem dolu
gözlerin eksilmez hiç kederi.
Hep böyle mi
yazılır âşıkların kaderi?
Gün doğarken
ufukta huzur veren bir yelde,
Gülistanda bir
gülde Aslı’mı buldum Selda.
Her yaprakta
bir şebnem göz neylesin yaşını,
Divane âşık
gibi arar durur eşini.
Bu vefasız
âlemde kimse bilmez yasını.
Sanma ki huzur
yoktur sensiz kalan gönülde,
Gönlümü
avutacak yaylamı buldum Selda.
Aşkından
sarhoş ise, mey neylesin aşığı.
Taş plaktan
yükselir sevenlerin çığlığı.
Meylerin
çeşnisinde yoktur umut ışığı.
Duramıyor
ayakta bir isim halâ dilde,
Sefiller
hanesinde çilemi buldum Selda.
Ufukta bir
güzellik âlem neylesin gamı,
Aşka âşık bir
yürek deryadan alır demi.
Yakamozlar,
martılar kurmuşlar huzur cemi.
Yelken açtım engine
kırık dökük bir salda,
Dalgaların
sesinde salâmı buldum Selda.
Çilesinde bir
derviş neylesin Dünya malı,
Bir çul, bir
çarık yeter, pirimiz Bektaş Veli.
Nasibime düşmedi
kurumuş bir tek çalı.
Görürsün bak
sevgili, neyimiz kalır elde?
Dervişler
tekkesinde kıblemi buldum Selda.
Umut yoksa bir
aşkta dil neylesin sözünü,
Neylerin
ahenginde hüzün sarar özünü.
Uzansa müşfik
bir el söndüremez közünü.
Vahaları
kurumuş sanki sıcak bir çölde,
Neyzenin
nefesinde Leyla’mı buldum Selda.
Geçti aşk
sınavından, Macit meylesin meşki.
Unutalı çok
oldu beşerden olan aşkı.
Baki kalan bir
yüzle süslenir gönül köşkü.
Kalmamıştır
hevesi ne çiçekte ne gülde,
Aşk dolu
yüreğimde Mevla’mı buldum Selda.
Mehmet Macit
20.06.2016
Dikili/İzmir