Hangi güzel yüz ki, toprak olmadı, hangi ceylân göz ki, yere akmadı. (Dâvûd-i Tâî)


Bir başlangıç, bir bitiş  

bir ömür yaşandı ve bitti.


Hangi beden dönüşmedi toprağa?


Hangi yağmur düşmedi toprağa?


Bilirim her ‘gidiş’ acıtır yürekleri.


Üzülme, her ‘bitiş’ bir yeni doğuştur.


Topu, topu bir ömür işte;  

ne bir eksik ne bir fazla.


Şimdi sustu konuşan diller,


şimdi ebedi sükûnet.


Silindi tüm yazılan dizeler,


unutuldu söylenen sözler.


Sırat köprüsü saç teli.


Geçmek isteyen yaşamalı, ölmeli imanla.


Cennet kapıları kilitli; 


açmak isteyen yaşamalı mümince.


Kıyamet günü yakın bilinmeli; 


ona göre edepli yaşanmalı.


Son pişmanlık neye fayda, 


üfleyince İsrâfil iki defa Sûr'a.


Unutma ey can, ahiret bâki, dünya fâni.

( Sükunet başlıklı yazı Mikail Dede tarafından 6.08.2016 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu