Bazen Gönlün Akım Şiddeti Çok Fazla Olur Aşk Deryasında Gezdirir
Bazen gönlün akım şiddeti çok fazla olur aşk deryasında gezdirir, içindeki akımın şiddetini seveceğin bir cananın gönlüne aktarmak istersin, bir sevgili bulmak için adım adım sokakları gezdirir ve sonunda bulursun, seni senden çok çok sevmezse de bulursun… Aradan yıllar geçer hale sen gibi candan aşk dolu sevmesini beklersin. Kalbini yerinden hoplatmasını, her an istersin olmaz… Bunu bulamayınca bin bir trene, tren seni tüm bedenini gönlünü yerinden hoplatsın dersin, ne edersin aşk bu gönül bu bekler bir şeyler, bazen de çok şeyler bekler. Melon konik aşk bestelerinden okur gönül, sesin güzel değildir bırakırsın içinden okursun… Bezende kendi kendine acaba çok şey mi istiyorum dersin, çekilirsin bir kenara, derin düşüncelerin merkezinde gezinirsin aşk bu elden ne gelir.
İstemez miydim ben ve gönlüm her sabah cananımız tarafından öpülerek uyandırılmayı, sarılarak günaydın demesini, kalk canım kahvaltınız hazır demesini yani hem bana hem gönlümedir bu hitabı, o muhteşem merhamet dolu sevgisi öpücüğü ile gönlümü doyururken, eşsiz kahvaltı ile karnımı doyurarak karşımda gülümsemesi ile sabaha merhaba demesini beklemek… Diyen yoktu karaydı her sabahlar hayallerim düşlerim, kahvaltısız sabahlarım… Aslında gönülden ben gibi sevenim olsaydı olurdu, ama gel gör ki her sevende bunu yapmıyor, etrafımda görüyorum her gün işyerine benim gibi aç gelerek, birkaç simit poğaça ile karnını doyuranları… Aslında insan bir seven bulduktan sonra bunları yapmazsa da olurdu derken ama insan bekliyor, önce sen onu candan seveceksin zaten gerisi gelir diyorum, yoksa haybeden sallıyorum mu ben?
Sevmekten aslında vaz geçmemiştim, severken böylesine gönlüm mutlu olmamıştı, onca hayaller kurarken hayal’sizlik denizinde okyanusunda batmıştım hayallerimle ben desem yalan söylemiş olurum. Oldu kahvaltılarımız ama hiç böyle olmadı derken içten gönül, sabah kalkınca günaydın sevgilim, canım sözünü insan bekliyor özlüyor hasreti ile kavruluyor… Ama olmayınca da olmuyor elden bir şey gelmiyor. Gönlün üstüne sisler çökünce dağılması pek kolay olmuyor zamanla üzerini kaplayarak görüş anlayış alanını köreltiyor, acıyla arkadaş yapıyor özlemle arkadaş yaptırıyor, beklemek güzel derken aradan geçen yıllar sonrasından da değişen bir şey olmuyor insan alışıyor garipsenmiyor olmayınca olmuyor diyerek haliyle kabulleniyor.
Oysa sevgi evin içinde koşmalıydı her an zıplayarak koşmalıydı, saçlarında dolaşmalıydı gözlerinde ellerinde sözlerinde, belki bende kabahatti ilk günlerde ona kendimi anlatamamanın ezikliği ile kabullenmek zorunda kalıyordum, birkaç defa ben söyleyince karşıdan aynı cevap alınmayınca gönüle bir kırgınlık çöküyor elden en gelir aşk bazen böyledir… Tam sarmaz kucaklamaz karşıya geçer bakar eksik olan aşk, kendisi ile eksik olan yanı ile seven neler yapıyor, gönül kapısını kapatarak uzaklaşıyor mu yoksa kabullenerek kendisi sarmadan, sevenimi sarıyor mu diye bakıyor karşıda eminim ve hissediyorum. İrade sahibi her insanın kabulleneceği bir durum bu sevmek sevmek karşılığı pek olmazsa da sevmek gülmek güldürmek en güzeli…
Aşkın pek freni yoktur öylesine ara gazı vereyim hızlı gideyim, sonrada dururum diye bir dünyası yok, geldi mi bedeni sarar kor alev yakar o gönlü kaynar kazanda kaynıyormuş gibi fokur fokur yerinden kaynatarak oynatır… Bazen sanki aşka müptela olmuş bir şizofreni hastası gibi, aşk insanı sarar sığmazsın dünyaya sevdiğinin cananının gönlüne sığarsın, sığdırmak istemezse de bir yolunu bulur sığarsın, hem kendini hem de cananını mutlu edersin, aşk bu laf sözden anlamaz geldi mi sarar sıkar bırakır, gönlünü ele geçirir cananın gönlüne bırakır, karşıdan seyir eder…
Herkes senin gibi dokunmaktan hoşlanmıyor diyorsun, sevgi dokunuşları ile konuşmak sarılmak istemiyor, aşk sahilinde hiç gezmeyen den bunları beklemek çok yanlış diyorsun ve hayatına hayallerin sahilinde gezerek karşılayarak gönlü tatmin ediyorsun… Hiç olmazsa hayal kurmak boşuna gitmesin, hayal bu kurmak içinde gülümseyerek gezmek için vardır, bari bol bol gezelim az gülelim.Unutmadan söyleyeyim hayel kurmanın da bir bedeli bazen oluyor,gerçekleşmeyince yıkılınca,insanda yıkılıyor,ama olsun bizde yıkılmayacak kadar büyük hayel değil de az küçücük hayeller kuralım gitsin...
Mehmet Aluç © Kul Mehmet